İlâ'nın Şartları:

1. İlâ yapan kocanın, ergin ve temyiz gücüne sahip olması gerekir. Küçük çocuk ve akıl hastasının yapacağı ilâ geçerli değildir.



2. Nikâh akdinin devam etmesi veya kadının cayılabilir boşamadan dolayı iddet beklemekte olması gerekir. Kadın, üç boşama veya bir kesin (bâin) boşama ile boşanmışsa, artık ilâ'ya gerek kalmaz.



3. İlâ'nın bir yerle sınırlandırılmaması gerekir. Çünkü kocanın bu yer dışında cinsel temasta bulunması mümkündür.



4. Eşinden ayrı kalma süresi, ya mutlak olmalı veya en az dört ay olarak belirlenmiş bulunmalıdır (ez-Zühaylî, a.g.e, VII, 535 vd.; Bilmen, a.g.e, II, 290 vd.).



Dört aydan kısa süreli ilâ, evlilikle ilgili bir sonuç doğurmaz. Bu durumda koca, süre dolmadan önce eşine dönerse, yeminini bozmuş sayılacağı için sadece yemin kefareti gerekir. Eğer yeminini bozmadan üç aylık süre için yapılması ve üç ay geçmeden eşine dönmesi veya eşine dönmeden üç ayın geçmesi gibi.



Dört ay ve daha fazla bir süreyi kapsayan ilâ hukuki sonuçlarını doğurur. Bu durumda koca, dört ay dolmadan önce her an eşine dönebilir. Bu takdirde yeminini bozmuş sayılacağı için, kendisine yemin kefareti gerekir. Böyle bir durumda eşlerin birbirine dönmesi ve evlilik hayatının devam etmesi teşvik edilmiştir: "Eğer eşlerine dönerlerse, şüphesiz Allah çok yarlığayıcı ve çok bağışlayıcıdır." (2/Bakara, 226). Kocanın eşine dönmesi cinsel temasta bulunmakla veya bunun mümkün olmaması halinde sözlü olarak gerçekleşir. Yemin Allah'ın ismi veya örfen yemin etmede kullanılan ilâhî bir sıfatıyla yapılmışsa, bunun bozulması halinde, diğer yeminlerde olduğu gibi keffâret gerekir. Bu da varlıklı koca için; on yoksulu bir gün doyurmak veya giydirmek yahut bir köle azat etmektir. Koca yoksulsa, arka arkaya üç gün oruç tutar (5/Mâide, 89). Yemin; "Seninle cinsel temasta bulunursam, üzerime hac farz olsun veya bu taktirde sen benden boş ol" gibi bir adağa yahut bir şarta bağlanmışsa, dört ay dolmadan yemin bozulunca, üzerime hac farz olur. Boşama şartına bağlamada ise, evlilik sona erer.



Dört aylık süre dolmuş bulunursa, ilâ genel amacına ulaşmış olur. Hanefîlere göre, bu durumda hâkime başvurmaya gerek olmaksızın, mücerred olarak sürenin geçmesiyle "bâin boşama" meydana gelir. Çünkü dört aydır kocalık görevini yapmayan bir erkeğin bu kadın üzerindeki zulmünü kaldırmak ve onun yeniden evlenmesini sağlamak, ancak bâin boşama halinde ve mümkün olur. Hanefilerin bu görüşü, ashâb-ı kirâmdan Hz. Osman, Alî, Abdullah b. Mes'ud, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer ve Zeyd b. Sabit'e dayanır.



Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî hukukçulara göre ise, İlâ'da dört ay tamamlanınca, evlilik kendiliğinden sona ermez. Bu durumda koca eşine döner veya onu boşar. Her ikisini de yapmazsa, kadın hâkime başvurarak boşanma isteğinde bulunur ve hâkim eşleri boşar. Her iki durumda da bir "ric'î (cayılabilir) boşama" meydana gelir. Dayandıkları delil; ilâ ayetlerinde kocanın eşine dönmesiyle boşama arasında muhayyer bırakılmış olmasıdır.



Sonuç olarak, evlilik devam ederken kocanın dört ay süreyle kocalık görevlerini yapmaması veya evi terketmesi halinde evlilik sona ermektedir. Boşama ister bâin, isterse ric'î sayılsın, sonuçta erkeğin bir boşama hakkı eksilmektedir. Bu eşlerin, Hanefilere göre yeni bir nikâh akdiyle, çoğunluk İslâm hukukçularına göre ise, iddet içinde, eşine dönme yoluyla yeniden evliliklerini sürdürmeleri mümkündür (bk. Alûsî, Rûhu'l-Meâni, II, 129; el-Ayn', Umdetu'l-Kârı, XVII, 58-61; el-Kâsânî, Bedâyîu's-Sanâyi', Beyrut 1328/1910, III, 162-175; İbnu'l-Humâm, Şerhu'l-Kâdir, Mısır 1315-1317, III, 182-199; İbn Rüşd el-Hard, Bidâyetü'l-Müctehid, Mısır, t.y., II, 99 vd.; İbn Kudâme, el-Muğnî, Kahire, 1970, VII, 315 vd.; İbn Abidîn, Reddu'l-Muhtâr alâd-Duri'l-Muhtâr, 1307, II, 749 vd.; İbn Kesîr, Muhtasaru Tefsîri İbn Kesîr, İhtisar ve Tahkîk, M.Alî es-Sâbûnî, Beyrut 1402/1981, I, 200, 201; Fahruddîn er-Râzî, Tefsîr, VI, 80 vd.).[10]