Şeytanın Enaniyeti:
Allah Hz. Ademden önce melekleri ve cinleri yaratmıştı. Onlar Allahı övgü ile tesbih ediyorlardı. Sonra Allah ilk insan olan Hz. Ademi yarattı ve meleklere ona secde etmelerini emretti.
Melekler Allahın emrine gönülden itaat ederek Hz. Ademe secde ettiler. Ancak meleklerin arasında bulunan ve cinlerden olan İblis, Allahın bu emrine başkaldırarak Ona isyankar oldu. Çünkü kendisinin Hz. Ademden daha üstün olduğuna inanıyordu. Bu kibiri yüzünden, kendisine, "Ey İblis, iki elimle yarattığıma seni secde etmekten alıkoyan neydi? Büyüklendin mi, yoksa yüksekte olanlardan mı oldun?" (Sad: 38/75) diye soran Allaha şöyle cevap vermişti:
"Ben ondan daha hayırlıyım; sen beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın." (Sad: 38/76)
Allahın emrine karşı böyle bir itaatsizliğe cüret eden İblis, Allah tarafından lanetlendi ve kendisi için ebedi cehennem azabı takdir edildi.
İblisin Allaha isyan etmesine yol açan neden, "kibiri" ya da diğer bir deyimle "büyüklenmesiydi". İblisteki bu büyüklenme hissini doğuran sebep o ana kadar nefsinde gizlediği bir özellikti: "Enaniyet"...
Enaniyet terimi, "ben" anlamına gelen "ene" kelimesinden türemiştir. Kişinin kendisine müstakil bir benlik vermesi, hem kendi varlığını hem de etrafındakilerin varlığını Allahtan bağımsız görmesi, tavır ve davranışlarını, bakış açısını bu zihniyete göre düzenlemesi anlamına gelir.
Kibir ise enaniyetin dışavurumlarından birisidir. Bir insan dünyayı bir kez "ben merkezli" görmeye başlarsa, kısa sürede Allahın kendisine verdiği imkanlar ve özellikler doğrultusunda bir büyüklenme psikolojisi içine girer.
Her zaman ve her durumda kendisini en ön planda, en üstün konumda görmeye ve göstermeye başlar. Böyle sapkın bir boyuta giren kimse, Kurani tanımla kendisine ilahlık vasfı veriyor demektir.
Dolayısıyla, enaniyet ve ona bağlı olarak büyüklenmek, Allaha şirk koşmak ve küfretmekle bir tutulmuştur. Nitekim İblisin bu karakteri "...büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu". (Sad: 38/74) ayeti ile bildiriliyor.
İblisin, Hz. Ademe secde etme emriyle karşı karşıya kalınca su yüzüne çıkan enaniyeti onun sonsuz azaba mahkum olmasına neden olmuştur. Bu durum enaniyetin, onu barındıran kimse için ne kadar büyük bir tehlike olduğunu göstermeye yeterlidir.
Enaniyet şeytanın karakterinin en temel özelliğidir. Dolayısıyla, "enaniyet" ve ondan kaynaklanan kibir, tüm sapkınlıkların kaynağı, tüm azgınlıkların kökenidir. Bu özellikler, tarih boyunca milyonlarca insanı ateşe götürdüğü gibi, bugün de sayısız insanın benliğini sarıp kuşatmakta, onları İblisin yoluna çekmektedir.
Enaniyetli olan, yani kendisine özel bir benlik vererek Allaha karşı haksız yere bir büyüklenme gösteren, Ona karşı aczini bilmeyen, Onun ayetlerinden yüz çeviren herkes şeytanın bu oyununa gelmeye aday demektir. Elinizdeki kitabın amacı da enaniyeti ve enaniyet hastalığına yakalanananları bütün yönleriyle gözler önüne sererek, etkisi altına almaya çalıştığı herkesi bu pislikten arınmaya ve sakınmaya davet etmektir.
Bu nedenle, kitap boyunca, ayetlerde bahsi geçen gururlu ve kibirli insanların durumları, onların en temel vasfı olan "enaniyet" kavramı çerçevesinde incelenecektir.
Umulur ki, okuyanlara, İblise ait olan bu çirkin vasfı benimsememeleri için bir uyarı ve öğüt olur.[70]
Melekler Allahın emrine gönülden itaat ederek Hz. Ademe secde ettiler. Ancak meleklerin arasında bulunan ve cinlerden olan İblis, Allahın bu emrine başkaldırarak Ona isyankar oldu. Çünkü kendisinin Hz. Ademden daha üstün olduğuna inanıyordu. Bu kibiri yüzünden, kendisine, "Ey İblis, iki elimle yarattığıma seni secde etmekten alıkoyan neydi? Büyüklendin mi, yoksa yüksekte olanlardan mı oldun?" (Sad: 38/75) diye soran Allaha şöyle cevap vermişti:
"Ben ondan daha hayırlıyım; sen beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın." (Sad: 38/76)
Allahın emrine karşı böyle bir itaatsizliğe cüret eden İblis, Allah tarafından lanetlendi ve kendisi için ebedi cehennem azabı takdir edildi.
İblisin Allaha isyan etmesine yol açan neden, "kibiri" ya da diğer bir deyimle "büyüklenmesiydi". İblisteki bu büyüklenme hissini doğuran sebep o ana kadar nefsinde gizlediği bir özellikti: "Enaniyet"...
Enaniyet terimi, "ben" anlamına gelen "ene" kelimesinden türemiştir. Kişinin kendisine müstakil bir benlik vermesi, hem kendi varlığını hem de etrafındakilerin varlığını Allahtan bağımsız görmesi, tavır ve davranışlarını, bakış açısını bu zihniyete göre düzenlemesi anlamına gelir.
Kibir ise enaniyetin dışavurumlarından birisidir. Bir insan dünyayı bir kez "ben merkezli" görmeye başlarsa, kısa sürede Allahın kendisine verdiği imkanlar ve özellikler doğrultusunda bir büyüklenme psikolojisi içine girer.
Her zaman ve her durumda kendisini en ön planda, en üstün konumda görmeye ve göstermeye başlar. Böyle sapkın bir boyuta giren kimse, Kurani tanımla kendisine ilahlık vasfı veriyor demektir.
Dolayısıyla, enaniyet ve ona bağlı olarak büyüklenmek, Allaha şirk koşmak ve küfretmekle bir tutulmuştur. Nitekim İblisin bu karakteri "...büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu". (Sad: 38/74) ayeti ile bildiriliyor.
İblisin, Hz. Ademe secde etme emriyle karşı karşıya kalınca su yüzüne çıkan enaniyeti onun sonsuz azaba mahkum olmasına neden olmuştur. Bu durum enaniyetin, onu barındıran kimse için ne kadar büyük bir tehlike olduğunu göstermeye yeterlidir.
Enaniyet şeytanın karakterinin en temel özelliğidir. Dolayısıyla, "enaniyet" ve ondan kaynaklanan kibir, tüm sapkınlıkların kaynağı, tüm azgınlıkların kökenidir. Bu özellikler, tarih boyunca milyonlarca insanı ateşe götürdüğü gibi, bugün de sayısız insanın benliğini sarıp kuşatmakta, onları İblisin yoluna çekmektedir.
Enaniyetli olan, yani kendisine özel bir benlik vererek Allaha karşı haksız yere bir büyüklenme gösteren, Ona karşı aczini bilmeyen, Onun ayetlerinden yüz çeviren herkes şeytanın bu oyununa gelmeye aday demektir. Elinizdeki kitabın amacı da enaniyeti ve enaniyet hastalığına yakalanananları bütün yönleriyle gözler önüne sererek, etkisi altına almaya çalıştığı herkesi bu pislikten arınmaya ve sakınmaya davet etmektir.
Bu nedenle, kitap boyunca, ayetlerde bahsi geçen gururlu ve kibirli insanların durumları, onların en temel vasfı olan "enaniyet" kavramı çerçevesinde incelenecektir.
Umulur ki, okuyanlara, İblise ait olan bu çirkin vasfı benimsememeleri için bir uyarı ve öğüt olur.[70]
s1 harfi
- 1) İnsanın Kendisini/Hevâsını (Basit Arzu ve Şehvetlerini) Tanrılaştırması:
- 2) Şirk-i Teb'iz:
- Allah'ın Elçilerine İtaat Ederler
- Bâtıla İman:
- c- Gayr-i Müslimlerin Tapınaklarına İbâdet Kasdıyla Gitmek:
- Enaniyetin Sebepleri
- Halkı Saptırmak İçin Çaba Harcamaları
- Hz. Peygamber Ve Şiir
- İbrâhim / İçimdeki Putları Devir / Elindeki Baltayla / Kırılan Putların Yerine / Yenilerini Koyan Kim?
- Kur'an-ı Kerim'e Göre Şirk Koşan İnsanın Ruhsal Yapısı
- Mürtede Karşı Tavır:
- Sevgi, Hürmet ve Bağlılık Yönüyle Şirk. Bir İnsanı veya Nesneyi, İdeolojiyi Aşırı Şekilde Severek Putlaştırmak:
- Şamanizm'de Bazı Görüşler ve Âdetler
- ŞEHVET
- ŞEREFE
- ŞEYHÜLİSLÂM
- Şuf'a Hakkını Kullanma Şekli:
- Şuf'a'nın Sebebi:
- ŞÜPHE
- Zorluğa ve Zamana Karşı Dayanıksız Olmaları
- 2) Ataların Yolunu Körü Körüne Tâkip Etmek, Gelenekleri, Örf ve Âdetleri Yüceltmek, Irkçılık:
- 3) Şirk-i Takrib:
- Allah'tan Başkasının da Gaybî Yollarla Fayda ve Zarar Verebileceğine İnanmak:
- d- İbâdet Kasdıyla Herhangi Bir Şahsa Secde Etmek:
- Güç ve Zenginlik
- Hatalarında Direnmezler
- Hevânın Putlaştırılması
- Kur'ân-ı Kerim, Müşrik Anne Ve Babaların, Mümin Çocuklarına Ne Diyor:
- Mallarından Rahatlıkla İnfak Edememeleri
- ŞÂFİÎ MEZHEBİ