Allah'ın Şâkir-Şekûr Olması
Kulun Allaha şükretmesi, Onun verdiği nimetleri bilmesi ve bunu bizzat kulluk yaparak, Allaha itaat ederek yerine getirmesi şeklinde görülür. Ancak Allahın Şâkir veya Şekûr olması böyle değildir.
Allah hakkında kullanılan 'şâkir ve şekûr' kelimelerinin yalnız değil de, 'Ğafûr, Halîm ve Alîm' sıfatlarıyla beraber gelmeleri dikkat çekmektedir.
Allah (c.c.) Şekûrdur. Yani kullarının az amellerine karşı çok mükafat verendir, ecirlerini kat kat artırandır. Bir başka deyişle şekûr, Allahın kullarını bağışlaması, amellerinin karşılığını vermesi ve onları övmesidir.
Kullarından gelen az bir şükre râzı olması da Allahın Şekûr olmasının bir sonucudur. Allah (c.c.) kullarından gelen az şükre râzı olarak onları çok şükre teşvik etmekte, az da olsa şükrü küçümsemeyip bu görevi yapmalarını istemektedir.
Allah kullarının ecirlerini noksansız öder ve kendi fazlından onların ecirlerini daha da artırır. Çünkü O Ğafûr ve Şekûrdur; bağışlayandır ve şükrü kabul edendir (35/Fâtır, 30, 34). Allah iyilik edenlerin iyiliğini artırır. Çünkü O Ğafûr ve Şekûrdur (42/Şûrâ, 23). Kim, kendisine farz kılınan ibadetlerin fazlasını gönülden yaparsa, onun karşılığını alır. Çünkü Allah (c.c.) Alîmdir (bilendir) ve Şekûrdur (şükrün karşılığını verendir) (2/Bakara, 158).
Şu âyette de aynı sıfat Halîm ismiyle beraber kullanılmaktadır:
Eğer Allaha güzel bir borç verecek olursanız (Allah rızâsı için ihtiyaç sahiplerine infak eder veya fâizsiz borç verirseniz), onu sizin için kat kat artırır ve sizi bağışlar. Allah Şekûrdur (şükrü kabul edip çok ihsan edendir), Halîmdir (ceza vermekte acele etmeyendir). (64/Teğabûn, 17).
Allaha güzel bir şekilde borç vermek, Onun yolunda malı içten gelerek, severek ve isteyerek infak etmek, karşılıksız borç vermek şeklinde tefsir edilmiştir. Allah (c.c.), kuluna verdiği maldan infakta bulunmasını istiyor, bunun da karşılığını bol bol veriyor. Kul, şükrünü noksan yaptığı zaman da ona ceza vermekte acele etmiyor, ona hilimle (yumuşaklıkla) davranıyor.
Aynı ifadeyi Kuranda iki yerde daha görmekteyiz (2/Bakara, 245 ve 57/Hadid, 11). Kullar, şükrün bir ifadesi olarak Allahın kendilerine verdiği maldan ihlaslı bir şekilde Onun yolunda harcarlarsa, Allaha borç verirlerse; Allah da bunun karşılığını kat kat öder. Çünkü O, şükrü karşılıksız bırakmaz.
Şâkir sözlükte şükreden anlamına gelmekle beraber Allah hakkında kullanıldığı zaman, tıpkı Şekûr gibi şükrün karşılığını, şükreden kimseyi bilip ona hak ettiği mükafatı veren demek olur. Bunun için Kuranda iki âyette ve Alîm sıfatıyla birlikte geçmektedir. Bunun Alîm sıfatıyla birlikte kullanılması, bu ismin yanlış anlaşılmasını önlemekte, kulun yaptığı şükrün Allah tarafından bilinip karşılığının verileceği açıkça bildirilmiş olmaktadır (2/Bakara, 158).x
Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah size ne diye azap etsin? Allah, Şâkirdir (şükrün karşılığını verendir), Alîmdir (bilendir) (4/Nisâ, 147)
s1 harfi
- 1) İnsanın Kendisini/Hevâsını (Basit Arzu ve Şehvetlerini) Tanrılaştırması:
- 2) Şirk-i Teb'iz:
- Allah'ın Elçilerine İtaat Ederler
- Bâtıla İman:
- c- Gayr-i Müslimlerin Tapınaklarına İbâdet Kasdıyla Gitmek:
- Enaniyetin Sebepleri
- Halkı Saptırmak İçin Çaba Harcamaları
- Hz. Peygamber Ve Şiir
- İbrâhim / İçimdeki Putları Devir / Elindeki Baltayla / Kırılan Putların Yerine / Yenilerini Koyan Kim?
- Kur'an-ı Kerim'e Göre Şirk Koşan İnsanın Ruhsal Yapısı
- Mürtede Karşı Tavır:
- Sevgi, Hürmet ve Bağlılık Yönüyle Şirk. Bir İnsanı veya Nesneyi, İdeolojiyi Aşırı Şekilde Severek Putlaştırmak:
- Şamanizm'de Bazı Görüşler ve Âdetler
- ŞEHVET
- ŞEREFE
- ŞEYHÜLİSLÂM
- Şuf'a Hakkını Kullanma Şekli:
- Şuf'a'nın Sebebi:
- ŞÜPHE
- Zorluğa ve Zamana Karşı Dayanıksız Olmaları
- 2) Ataların Yolunu Körü Körüne Tâkip Etmek, Gelenekleri, Örf ve Âdetleri Yüceltmek, Irkçılık:
- 3) Şirk-i Takrib:
- Allah'tan Başkasının da Gaybî Yollarla Fayda ve Zarar Verebileceğine İnanmak:
- d- İbâdet Kasdıyla Herhangi Bir Şahsa Secde Etmek:
- Güç ve Zenginlik
- Hatalarında Direnmezler
- Hevânın Putlaştırılması
- Kur'ân-ı Kerim, Müşrik Anne Ve Babaların, Mümin Çocuklarına Ne Diyor:
- Mallarından Rahatlıkla İnfak Edememeleri
- ŞÂFİÎ MEZHEBİ