Olumlu Anlamıyla Seyyid

Ancak, İslâm geleneğinde 'seyyid' kelimesi genellikle olumlu mânâsıyla kullanılmıştır. Topluluğun önde geleni seyyid olarak anıldığı gibi, köle ve hizmetçilere sahip olanlara ve evin reisi durumunda bulunanlara da seyyid denmiştir.



Peygamberimiz hakkında da 'seyyid' kelimesi sık sık kullanılmaktadır. Peygamberimiz'e 'seyyidü's-sakaleyn -iki ağırlığın (ins ve cinnin) efendisi-' seyyidü'l-en'âm -yaratılmışların efensidisi', 'seyyidü'l-enbiyâ veya seyyidü'l-mürselîn -peygamberlerin seyyidi' lakapları verilmiştir.



Peygamberimiz şöyle buyuruyor:



"Ben âdemoğlunun seyyidiyim." (Ebû Dâvud, Sünnet, hadis no: 4673, 4/218; İbn Mâce, Zühd 37, hadis no: 4308)



"Ben kıyâmet gününde insanların seyyidiyim." (Müslim, İman 328, hadis no: 194, ı/186; Buhârî, naklen Ş. İsl. Ans. 5/397)



"Günlerin seyyidi Cuma günüdür." (İbn Mâce, İkametu's-Salât 79, hadis no: 1084, 1/344)



Hz. Ömer (r.a.), bazı sahâbîleri övmek için onlara 'seyyid' demiştir. "Ebu Bekr bizim seyyidimizdir. Seyyidimiz Ebû Abdullah'ı, yani Bilal'ı hürriyetine kavuşturmuştur." (Buhârî, Fezâilu's-Sahâbe, 23, 5/33)



"Hasan ve Hüseyin, Cennet ehli gençlerin seyyidleridir. Fâtıma (r.anhâ) da Cennetteki kadınların seyyidesidir. Sadece İmran kızı Meryem bunlardan müstesnâdır." (Buhârî, Fezâilu'l-Ashâb 30, 5/36; Ahmed bin Hanbel, 3/64; M. Zevâid 9/201, naklen el-Esas fi's-Sünne, 4/572)



Peygamberimiz bir seferinde şöyle buyurmuştur:



"Biz Abdülmuttalib'in çocukları, cennet ehlinin seyyidleriyiz. Ben, Hamza, Ali, Ca'fer, Hasan, Hüseyin ve Mehdî" (İbn Mâce, Fiten 34, hadis no: 4087, 2/1368)



Hasan ve Hüseyin'e, dedeleri tarafından 'seyyid' unvanının verilmesi, hem onların çok sevilmesine, hem de İslâm tarihi boyunca onların soyundan gelenlere 'seyyid' denilmesine sebep olmuştur. Müslüman halk, 'seyyid' olduğu kesinleşen insanlara, Hasan ve Hüseyin'den dolayı saygı duymuş ve aşırı bir şekilde sevmiştir. Bu sevgi hâlen devam etmektedir. [2]