En Doğru Yol (Sebil) Allah'ın Dinidir

Kur'an, insanları saptıranların yolların tümüne 'sebil' demekte, insanları bu sebiller konusunda uyarmaktadır: "İşte benim doğru yolum budur, ona uyun; (sapık) yollara uymayın ki, sizi O'nun yolundan ayırmasın." (6/En'âm, 153)



İnsanları, Allah'ın yolundan ayıran şey, müfsidlerin (bozguncuların) gittiği yoldur.



Halbuki, Allah'ın insanları dâvet ettiği, üzerinde yürümelerini istediği İslâm, gerçek anlamda 'rüşd yolu -sebîlü'r-rüşd'dür. Buradaki sebil, sapıklık anlamındaki 'ğayy'ın karşıtıdır ve doğru yolu, en akıllı seçimi ifade eder (40/Ğâfir, 29, 38).



İnsanları 'rüşd' yoluna götürecek olan yollar çoğul olarak gelir ve o 'sübülü's-selâm -selâm yolları' şeklinde ifade edilir (Bkz. Selâm).



'Sübülü's-Selâm', kurtuluş, emniyet ve Allah'a teslimiyet yoludur. Kim o yola girerse, kurtulur, güvene kavuşur. Şirkin, küfrün, nifakın, sapıklığın, kötü davranışların, yanlış fikirlerin, bâtıl düşüncelerin zararlarından selâmette olur. Yaşadığı toplumu 'selâm' toplumu yapmaya çalışır ve sonunda 'selâm yurdu' olan cennete kavuşur.



Sebil kelimesi Kur'an'da, 'el=belirleme' takısıyla geldiği zaman belirli bir yol, yani Allah'ın insanları dâvet ettiği yol anlaşılır (5/Mâide, 35; 40/Ğâfir, 37; 13/Ra'd, 33). Allah'ın sebili, ıvec'den -eğrilik-büğrülükten uzaktır. O'nun yolu dosdoğrudur, müstakimdir, seviyy-düzgündür.



Sebil, aynı zamanda insanları Allah'ın yoluna götürücü deliller, işaretler, insanlara geçimlerini sağlatan meslekler anlamlarına gelmektedir. Yine sebil, güç, imkân, fırsat, uygun zaman, kişisel yetenek mânâlarına da kullanılmaktadır. Örneğin şu âyette güç ve fırsat anlamı da taşır:



"Allah kâfirler için mü'minler üzerine bir sebil-yol kılmaz." (4/Nisâ, 141)



Yine Kur'an'da sık sık geçen 'ibnü's sebîl -yol oğlu-' , yolcu anlamındadır. 'İbnü's-sebil' olan, memleketinden ya ilim, ya cihad, ya da geçimlik için yola çıkmıştır, yani Allah yolundadır. [2]