1- Yanlış Algılama:

Doğal bir kusurdan da olabilir. Renk körlüğü yü­zün­den, örneğin yeşili kırmızı görmek gibi... Bu, bir gerçeğe inanmak için bü­yük öl­çüde sorun oluşturmaz. Dolayısıyla iman konusunda so­rumlu­luğun ortadan kalkmasının bir nedeni de olamaz. Ancak doğuş­tan zekâ özürlülüğü ya da aklî dengenin bozukluğu nedeniyle yanlış algılama ma­zerettir. Yanlış algılama, sonradan olma nedenlerden ya da yetersizlik ve imkansızlıklar­dan da doğabi­lir. Örneğin zehirleyici bir maddeye, şifa ve­rici olarak kanmak gibi. Evrensel bir gerçeğe inanmak bakımından böyle bir durum, kişinin araştırma ve aydın­lanma imkan­larını ilgilendiren or­tam ve şartlara göre değişebilir. Kişi, içten­likle ger­çeği öğrenmek uğruna elinden geleni yaptık­tan sonra gücünün yet­me­diği engelleri aşamamanın sonucu olarak yanlış bilgilenmekten dolayı so­rumlu olmaz. Ancak bu nokta hemen her kişiye göre değişebilecek kadar izaf­îdir. [505]