Cezayı Düşüren Sebepler:

Ölüm, af, kısasa tevârüs, faal nedâmet, müruru zaman gibi cezayı düşüren sebepler vardır:



1- Ölüm: Ölüm halinde âmme davası ve cezalar düşer. Çünkü cezalan uygulama mahalli bulunmamaktadır. Sadece yaralamalarda, suçlunun uzvu başka bir cezanın infâzı neticesi yok olmuşsa, yaranın diyeti düşmez (el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi', VII, 246).



2- Af: İslâm ceza hukukunda devletin hudud ve cinayet cezalan hakkında ne umumî ne de hususî af yetkisi yoktur. Sadece ta'zir suç ve cezalarında af yetkisi vardı (İbn Nüceym, a.g.e, V, 49).



3- Kısasa tevârüs: Suçludan kısas talebine hakkı olan kişi, kısasa tevârüs edince de kısas düşer.



4- Faal nedâmet: Yol kesme suçunda, yakalanmadan önce fail pişmanlık duyarak tevbe eder, hâkime teslim olursa âmme dava ve cezası düşmektedir.



5- Müruru zaman: İslâm ceza hukukunda âmme davaları ile sırf âmme cezalan mürûru zamanla düşer. Mürûru zaman müddeti için Ebu Hanife, belirli bir müddet tayin etmemiş, bunu her asırda hâkimin takdirine bırakmıştır. Ama İmam Muhammed'in ön gördüğü bir aylık müddet, sahih görüş olarak kabul edilmiştir. Suçunu ikrar eden hakkında mürûru zaman nazara alınmaz. Ancak şarap içme ve sarhoşluk suçu bundan hariç tutulmuştur. Ağız kokusu kaybolduktan sonra şarap içtiğini ikrar eden dinlenmez (el-Merginânî, a.g.e, II, 89, 90; ez-Zeylaî, a.g.e, III, 187, 188; Molla Hüsrev, Dürer, II, 67).



Hülasa İkâb, ceza anlamına gelmektedir. Ancak ceza, iyi veya kötü "karşılık" anlamına gelir. Tariflerde ikâb veya ukûbet kelimeleri, delâletiyle kötü karşılığı ifade etmektedir.



Ahmet YAŞAR






İKÂB
i1 harfi