İhlâs ve Riyânın Kabı; Amel

“İş, vazife, hareket, idâre, dâire, işlemek, yapmak, davranış, etki, ibâdet, hayırlı iş” anlamlarına gelen “amel” kelimesi, daha ziyâde, canlıların bir maksatla yaptıkları işe denir. Yapılan işte bir gâye ve maksat yoksa, buna fiil denir, amel denmez (Râgıb el-İsfahânî, Müfredât, s. 348).



Amel, iyi (sâlih) ve kötü (seyyi’) amel olmak üzere ikiye ayrılır. İnsan yeryüzüne, nasıl davranışlar göstereceği, iyi ve kötü amellerden neler yapacağı belli olsun diye gönderilmiştir.



“Hanginizin daha güzel/iyi amel işleyeceğini denemek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur.” (67/Mülk, 2) “Şüphesiz ki, sizi biraz korku, açlık, mal, can ve ürün eksikliğiyle imtihan edeceğiz. (Ey Muhammed) sabredenleri müjdele!” (2/Bakara, 155) “Her nefis/can ölümü tadacaktır. Biz, sizi denemek için hayır ve şerle imtihan ederiz. Siz, ancak Bize döndürüleceksiniz.” (21/Enbiyâ, 35)