Tefsiru'l-Kur'âni'l-Azîm:

İbn Kesîr bu tefsirinde oldukça uzun bir mukaddime ile başlar. Bu mukaddimede Kur'an ve tefsirle ilgili birçok meseleyi ele alır. Tefsir ilminin yüce bir ilim olduğunu, ona olan ihtiyacı belirtir. Tefsir ilminin yüce bir ilim olduğunu, ona olan ihtiyacı belirtir. Kur'an'ı tefsir etmenin en güzel yolunun "Kur'an'ın yine Kur'an ile tefsiri" olduğunu söyler. "Kur'an'ı Kur'an ile tefsir etmekten âciz kalırsan onu sünnet ile tefsir etmen gerekir. Çünkü hadis Kur'an'ı açıklayıcı ve izah edicidir... Aradığımız ayetin tefsirini ne Kur'an'da, ne de hadiste bulamazsak bu konuda sahabenin sözlerine başvururuz." der. İsrailiyyet ve İsrailiyyat'ın bu ümmete verebileceği zararlar konusunda okuyucu ikaz eder. Sahabeden sonra rey ve tefsirlerine itimat edebilecek tâbiûn ve tebe-i tâbiin âlimlerinin isimlerini verir. Kur'an'ı kendi reyi ile tefsir konusuna açıklık getirir, bu konudaki müsbet ve menfî görüşlere nakleder, sonra da Kur'an hakkında genel bir takım bilgilere yer verir.



Bu mukaddimeden de anlaşılacağı üzere ibn Kesir tefsirinde rivayete önem verir ama dirayet tefsiri yönünü de ihmal etmez. Tefsirde, hadis ravilerinin kritiği olan "cerh ve ta'dîle" özen gösterir. Bu hususta hocası el-Mizzî'nin görüşlerine büyük değer verir.



İbn Kesîr bu eserinde, tefsirin en güzel yolu olan Kur'an'ı Kur'an ile tefsir etme yolunu tercih etmiş buna ayrı bir önem vermiştir. Bir ayet veya ayet topluluğunu verdikten sonra bunları zâhirî mana açısından basit ve anlaşılır ifadelerle kendisi izah eder. Bundan sonra öncelikle bu ayetleri tefsir eden diğer ayetleri zikredip bunlar arasındaki münasebete işaret eder. Daha sonra Hz. Peygamber'den, sahabe ve tabiunun ileri gelenlerinden nakillerde bulunur, bir ayetin tefsiri hakkındaki değişik görüşleri zikrederek bunları değerlendirir, aralarında tercihler yapar. Rivayetleri senetleri ile birlikte sahih olanları ile illetli veya zayıf olanlarını ayırdeder.



İbn Kesir bu tefsirinde İbn Cerîr et-Taberî* (ö. 310/923). İbn Ebî Hâtim (ö. 327/938), İbn Atıyye (ö. 541/ 1147) gibi kendisinden önceki birçok mufeshirin tefsirlerinden, hadis sahasında da Ahmed ibn Hanbel'in Müsned'inden çokça nakillerde bulunur. Ancak Taberi'nin tefsirinde rastlanan zayıf rivayetler İbn Kesir'de yer almaz.



İbn Kesîr'in tefsirinin rivayet tefsirleri içinde mümtaz bir mevkide olmasını sağlayan en önemli özelliklerinden biri de onun, birçok tefsir aldıkları isrâiliyyat konusundaki hassasiyetidir israiliyyata sırf tenkidini yapmak ve bu haberlerin kaynaklarını belirtmek sonra da müslümanları bu tür rivayetlerden koruyup sakındırmak için eserine dercetmiştir.



Biraz önce de belirttiğimiz gibi bu tefsir bir rivayet tefsiri olması yanında dirayeti de ihmal etmemiş ve bu arada fıkhî ve kelâmî konulara da yeteri kadar yer vermiştir. Tefsirde itikadî yönden İmam Eş'arî'nin, fıkhî yönden ise İmam Şâfiî'nin görüşleri tercih müdafaa edilmiş; ayetlerden bu iki imamın görüşlerini teyit eden manâlar, bu iki imamın mezhebine uyan hükümler çıkarılmaya çalışılmıştır. Ahkâm ayetlerinin tefsirine giriştiğinde İmam Şâfiî'yi açıkça iltizam ettiğini göstermesi yanında zaman zaman diğer mezheblerin, özellikle de İmam Ebu Hanife'nin mezhebini ve delillerini çürütmeye çalışır.



İbn Kesir bir tarihçi olması hasebiyle bu tefsirde tarih ve kıssalara da yer vermiştir ama bu kabilden kısımları azdır. Yine bu tefsirde ayetlerin gramer tahlillerine fazlaca yer verilmez. Kırâatlere temas edilmez. Ancak zaman zaman Ubeyy ibn Ka'b, Abdullah ibn Mes'ûd ve Ali ibn Ebî Talib'in mushaflarındaki küçük farklılıklara işaret edildiği görülür.



Bu özellikleriyle İbn Kesir'in Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azîm'i rivayet tefsirlerinin en faydalısı, Kur'ân-ı Kerim'in Hz. Peygamber ve ashabı tarafından yapılmış açıklamalarını en geniş anlamda toplayanı, ehl-i sünnet ve'l-cemâat mezhebinin delillerini Kur'an-ı Kerim'den en güzel bulup çıkaranı, sapık mezheblerin Kur'an ayetlerine yüklemeye çalıştıkları ihtimali olmayan te'villerden müslümanları koruyanı olarak görülmektedir.



Bu kıymetli tefsir değişik İslâm ülkelerinde defalarca yayınlanmış olup son olarak Mısır'da Muhammed İbrahim el-Bennâ, Muhammed Ahmed Âşûr ve Abdülaziz Ğuneym'in tahkîki ile yayınlanmıştır. Türkçeye "Hadislerle Kur'ân-ı Kerim Tefsiri" adıyla yapılan tercümesi de İstanbul'da neşredilmiştir.



Bedreddin ÇETİNER