Namazda Ta'dili Erkânı Terketmek

Hırsızlığın en büyüklerinden biri de namazdan çalmadır. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:



“İnsanların hırsızlıkta en kötüsü namazından çalandır.”



Dediler ki:



“Ya Rasulallah! Namazından nasıl çalar?” Şöyle buyurdu:



“Namazın ruku ve secdelerini hakkıyla yerine getirmez.”[78]



Sukunetin terki, rükû ve secdede sırtın istenilen şekilde olmaması, rukudan ve secdeden kalktıktan sonra sırtın tam olarak kaldırılmaması ve iki secde arasında düz olarak tutulmaması; bütün bunlar namaz kılanların çoğunda görülen herkesin bildiği şeylerdir. Namazlarında ta’dili erkâna uymayanların bulunmadığı bir mescidi neredeyse göremezsiniz. Ta’dili erkân namazın rükünlerindendir. Terkedilirse namaz olmaz. Durum ciddidir.



Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:



“Rükû ve secdede sırtını tam olarak eğip kaldırmayanın namazı olmaz.”[79]



Şüphesiz bu hoş bir davranış değildir. Böyle yapan da kınanmayı ve tehdidi haketmiştir. Ebu Abdullah El-Eş’ari’den şu rivayet edilir:



“Rasûlullah (s.a.v.) sahabilerine namaz kıldırırdı. Sonra onlardan bir grup ile oturdu. İçeriye bir adam girdi ve namaza durdu. Ruku etmeye ve (tavuğun yem gagalaması gibi) başını eğip kaldırarak secde etmeye başladı. Rasûlullah (s.a.v.):



“Bunu görüyor musunuz? Kim bunun üzere ölürse Muhammed’in dininden başka bir şey üzere ölmüştür. Kuzgunun leşi gagalaması gibi namazında başını eğip hemen kaldırır. Rükû edip secdesini (tavuğun yem) gagalaması gibi yapan bir ya da iki hurma tanesi yiyen aç insan gibidir. Bu onun açlığından neyi giderir?!”[80]



Zeyd İbni Vehb’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Huzeyfe (r.a.) ruku ve secdeyi tam olarak yapmayan bir adam gördü. Ona dedi ki:



“Sen namaz kılmadın. (Bu hal üzerine) ölseydin, Allah’ın Muhammed’e (s.a.v.) bağışladığı dinden başkası üzerine ölmüş olurdun.”[81]



Namazın rükünlerini tam olarak yerine getirmeyen kimsenin bu hükmü öğrendikten sonra içinde bulunduğu vaktin farzını yeniden kılması, geçmiştekiler için de tevbe etmesi gerekir. Daha önce kıldığı namazları yeniden kılması gerekmez. “Dön ve yeniden kıl, çünkü sen namaz kılmadın” hadisi buna delildir.[82]