b- Hukukî Yönden:

 



Kamu hukukunu ve hukukullahı ilgilendiren ve suç teşkil eden davranışlar için verilecek cezalar Kur'ân-ı Kerim tarafından belirtilmiş olup, bunlara hadd (çoğulu hudûd) denilmektedir. Bir de, daha hafif cezalar vardır ki, bilinen hüküm çıkarma usulleri ile bunlar müslüman hâkimlerin takdirine bırakılmıştır (ta'zîrât).



Kur'ân-ı Kerim'de zikredilen bazı suçlar ve cezaları şunlardır: Hırsızlık suçu, cezası el kesilmesi (5/Mâide, 38); Allah ve Rasûlüyle savaşmak, cezası ya öldürülmek ya da asılmak (5/Mâide, 53); bekâr erkekle bekâr kızın zinâ yapmaları, cezası halkın huzurunda yüz değnek (24/Nûr, 2) ve ilâveten bir yıllık da sürgün (Müslim, Hudûd 14; Tirmizî, Hudûd 8). Zina yapan evli erkek ve kadınların cezası ise, üç merhale gösterir. İslâm'ın ilk devirlerinde zina yapanlar evlerde hapsolunmak sûretiyle cezalandırılmakta idiler (4/Nisâ, 15). İslâm âlimlerinin bazılarına göre, sonra ezâ ile cezalandırma (4/Nisâ, 16) bunun yerini almıştır. Ezânın mâhiyeti hakkında da muhtelif görüşler mevcuttur: Kınamak, azarlamak veya hakaret etmek, kınamaksızın katı ve sert muâmelede bulunmak gibi. Son safhada ise, imsâm ve ezâ yoluyla verilen cezâ, recme tebdîl edilerek ilk iki hüküm yerine bu uygulanmıştır. Ancak, recm cezası Kur'ân-ı Kerim'de yer almamaktadır.  



Öte yandan, namuslu, iffetli, hür ve evli kadınlara zinâ isnad edip de, isbat için dört şâhit getiremeyene seksen sopa ve ek olarak tevbe edip de ıslâh-ı halde bulunmadıkça (24/Nûr, 5) şâhitliklerinin kabul edilmemesi cezası verilir. İçki içenin kimsenin cezası hakkında, Kur'ân-ı Kerim'de bir beyana rastlayamamakla beraber, Hz. Peygamber ve sahâbenin bu husustaki tutumunun şu olduğunu anlamaktayız: Muayyen sayıda mü'min içki içen kişinin etrafını kuşatır ve ona, kimi sopayla kimisi nalinleriyle, kimisi de elbisesiyle  (Buhârî, Hudûd 5) vururdu. Hz. Peygamber'in vefatından sonra ise, ilk halife Hz. Ebû Bekir, önceleri içki içen için tesbit edilmiş olan darbe sayılarını gözden geçirmek gâyesiyle sahâbenin ileri gelenlerini bir araya toplar ve onlar da, vurulacak darbeleri (kırk çift nalin vuruşu olarak) kırk vuruşa eşit sayarlar (Buhârî, Hudûd 2; Tirmizî, Hudûd 14). Hz. Ömer, içki içenin cezası olarak seksen kırbaç tâyin ederken, Hz. Ali ise, "içki içildiğinde sarhoş olunur, sarhoş olununca ileri geri laflar edilir, böyle olunca da iftira atılır!" istidlâliyle, içki içenin cezasını hadd-i kazife eş saymışlardır (Muvattâ, Eşribe 1), ki bu da seksen sopadır. Abdurrahman bin Avf ise, uygulanacak cezanın en hafifi olarak, seksen deyneği uygun görmektedir (Tirmizî, Hudûd 14). Bir başka hadiste içki içme suçunun dördüncü defa sâbit olması halinde, suçlunun öldürülmesi emredilmişse de (Tirmizî, Hudûd 15), Hz. Peygamber bunu uygulamamış, katli kaldırarak, uygulamayı ruhsat ile azîmet arasında bırakmıştır (Tirmizî, Hudûd 15; Tirmizî'nin hadisi yorumu).