1- Küfür-Şirk;

        



Kur’an, ‘fitne öldürmekten (katl’den) daha büyük suçtur” demektedir.[24] İslâma inanmayanların müslümanların inancına yönelik saldırıları şüphesiz fitnedir ve savaştan daha tehlikelidir. Küfrün hakimiyeti, iman, Allah’a kulluk, adalet, huzur ve saadet için engeldir. Mü’minler, inkârcıların bu çabalarına karşı topluca mücadele vermek zorundadırlar. Burada ‘fitne’ kavramı kişisel sıkıntıya işaret etmekten çıkmakta ve bir iman mücadelesinin sebebi haline gelmektedir.



“Mü’min erkekleri ve mü’min kadınları fitneye (azaba) uğratıp, sonra da tevbe etmeyenler; onlar için Cehennem azabı vardır ve onlar için ateş azabı vardır.” (Burûc: 85/10)



Müşriklerin, müslümanları tekrar kendi dinlerine döndürmek için yaptıkları faaliyetler, münafıkların iki yüzlü davranışları fitneden başka bir şey değildir. (Tevbe: 9/47-48)



Kur’an, Tevhid’ten sapmayı, şirke ve küfre düşmeyi fitne kabul etmektedir ve bunu katl’den (savaştan) daha çok kötü saymaktadır.[24] Müslüman toplumları bozan, onları saptıran, onları günaha sürükleyen, hatta insanlar arasında kanlı savaşların çıkmasına sebep olan şey fitnedir.



Bu nedenle Kur’an mü’minlere Din yalnızca Allah’ın oluncaya ve fitne yeryüzünden kalkıncaya kadar fitneye sebep olan müşriklerle mücadele etmeyi emrediyor.[24] Müşriklerin ve şeytanın adımlarını izleyenlerin çıkardığı fitneler devam ettiği müddetçe dünyada huzurun ve rahatın olması mümkün değildir. Eğer mü’minler kötülük odaklarıyla mücadele etmeyi bırakırlarsa, yeryüzünde büyük fitne olur, kaos ve bozgun giderek fazlalaşır.[24]