Cürm Nedir?

 



‘Cürm’ sözlükte, henüz olgunlaşmamış meyvayı ağaçtan kopararak ya da keserek almak demektir. ‘Cerm’ şeklinde de kullanılır.



Türkçe’de ‘cürum’ şeklinde söylenir ki, suç, günah ve cinayet anlamına gelmektedir.



‘Cürm’ zaman içerisinde her türlü haksız ve kötü kazanımlar hakkında kullanılmaya başlanmıştır. Bu gelişmeyle beraber ‘cürm’ suç, isyan, yasaklanan şey, ceza geriktiren günah ve hata, yasaklanan yerlerde bulunma, kötü yollardan kazanma anlamlarına kavuşmuştur.



Aynı kökten gelen ‘ceríme’ de suç, hata ve günah demektir.



Yine aynı kökten gelen ‘ecrame’, övülür olanın dışında her türlü yollardan kazanç elde etme, kazandıklarıyla günaha girme, cezayı hak etme demektir.



Bu şekilde ‘cürm’ işleyenlere ve kazandıklarıyla cezayı hak edenlere ‘mücrim’ denilmektedir.



‘Cürm’ün özünde haksızlık olduğu gibi, iyi ve doğru olan şeye aykırı davranma da söz konusudur. [85]



Ceza gerektiren, suç hata günah, kabahat, isyan. Cerîme de aynı anlamdadır. Cürüm sayılan her hangi bir işi işleyene "mücrim" denir. Mücrim kelimesi Kur'ân'da bir çok âyette geçmekte olup[85], hemen hepsinde hukukî anlamda bir suç olmaktan ziyade; inançsızlık, isyan vb. gibi cezası uhrevî muhtevadaki suç anlamında kullanılmıştır. Nitekim bir âyette, "Biz, sizden önce, kendilerine peygamberler açık delillerle geldikleri halde inançsızlık karanlığında kalan (zâlim) nice nesilleri helâk ettik. Onlar, zaten inanacak değillerdi. Biz, mücrim kavmi böyle cezalandırırız" (Yunus, 10/13), şeklinde; bir diğer âyette de, "Kâfirlere ise (şöyle denilecektir), âyetlerimiz size okunmuyor muydu? (elbette okunuyordu). Siz büyüklendiniz ve mücrim bir kavim oldunuz" (el-Câsiye, 45/31), buyurulmuştur.



Bazı hadîslerde ise, cürünî kelimesi, günah, hata vb. anlamlarda kullanılmıştır. Nitekim bir hadiste "Müslümanların cürüm bakımından en büyüğü, hakkında yasak bulunmayan bir şeyin hükmünü sorup da, bu sorusuyla o şeyin haram kılınmasına sebep olan kimsedir"[85] denilmektedir.[85]