İhtisâ:

Hıristiyanlığın aksine, ihtisâ suretiyle şehveti kırma yolu da yasaklanmıştır.



Bu konuyla ilgili Buhârî'nin bir tahrici son derece vâzıhtır. Ebû Hüreyre Hz. Peygamber'e çıkarak:



"Yâ Resûlallah, yaşım çok genç, zinâya düşmekten korkuyorum, evlenmek için lüzumlu maddî imkâna da sâhip değilim (müsâde ederseniz husye bezlerimi aldırayım)" der. Sükûtla cevâp alan Ebû Hüreyre talebini  dört kere tekrârlar. Dördüncü talepten sonra Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) (öfkelenerek):



"Ey Ebû Hüreyre, senin kavuşacağın mukadderâtı yazan kalem (in mürekkebi) kurumuştur. Durum böyle olunca artık ister hadımlaş ister bırak (müsâvidir)" der. Burada Ebû Hüreyre'yi muhayyer bırakır gibi bir mâna görülürse de şârihler kesinlikle yasaklandığını belirtirler. Osmân İbnu Maz'ûn da: "Yâ Resûlallah ben bekârlığın beni günâha sevkedeceğinden korkan bir kimseyim, müsâade buyurun hadımlaşayım" diyerek izin ister. Bu da: "Oruç tut" cevâbını alır, istediği  müsadeyi alamaz. Buhârî'deki rivâyette Osmân'ın "Tebettül" yâni kadınlardan uzaklaşma talebi için yaptığı mürâcaatının Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) tarafından reddedildiğini ifâde eden Sa'd İbnu Ebî Vakkâs: "Ona tebettül izni verilseydi, biz (daha da ileri gider) hadımlaşırdık" der. Hülâsa bu yol da kesinlikle yasaklanmıştır.[85]