Cinlerin Mükellef Oluşu:

Cinler de dünya ve ahiret ahkâmı itibariyle insanlar gibi mükellef olup onlara da peygamberler gönderilmiştir. Cinlerin peygamberleri de insanlardandır.



"Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat : 51/56)



"Ey cin ve insan topluluğu; size, içinizden, ayetlerimi anlatan ve şu (korkunç haşr) gününüzün geleceğini haber verip sizi korkutan peygamberler gelmedi mi?" (el-En'âm: 6/130)



"Doğrusu biz (cinler) o hidayet rehberi (olan Allah'ın Peygamberini) dinlediğimizde hemen O'na inandık. Her kim bu suretle Rabbi'ne iman ederse o, ne hakkı eksilmekten, ne de zulme uğramaktan korkmaz." (el-Cinn: 72/13)



"Şu vakti de hatırla ki, cinlerden bir kısmını Kur'an dinlesinler diye sana sevketmiştik. Onlar (Peygamber'in huzurunda) Kur'an dinlemeye hazır olunca (birbirlerine): "Susunuz (dinleyiniz)" dediler. Kur'an okunması bitirilince de döndüler ve inzâr etmek üzere kavimlerine gittiler. Ey kavmimiz. dediler: Biz bir kitap dinledik. Musa'dan sonra indirilmiş. O, kendisinden öncekini tasdik ile hakka ve doğru bir yola hidâyet ediyor. Ey kavmimiz, Allah'ın davetçisine icabet ve ona iman edin ki, Allah günahlarınızdan bir kısmını mağfiret etsin ve sizi elem verici bir azaptan korusun; ve her kim Allah'ın davetçisi (Peygamberi)ne icabet eylemezse arzda aciz bırakacak değildir. Ve ona ondan başka sahip olacak veliler de yoktur. Öyleleri açık bir dalâlet içindedirler." (el-Ahkâf: 46/29-32)



“Ey insan ve cinn sizin de hesabınızı ele alacağız. Hal bu iken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz? Ey cinn ve insan toplulukları göklerin ve yerin çevresinden geçmeğe gücünüz yetiyorsa geçin. Ama Allah’ın verdiği bir güç olmadan geçemezsiniz. Öyleyse Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?" (Rahman: 55/31-34)



Bu ayetler her iki varlığın yaratılış gayesinin Allah’a ibadette bulunmak olduğunu ve ahirette sorumlu tutulacaklarını bildirir. Bu ayette bulunan peygamberlerden anlaşılacağı üzere, hiç olmazsa insanlara gönderilen peygamberler vasıtasıyla, Allah’ın emirleri onlara da tebliğ edilmiştir. Peygamber efendimizin de bu tebliği onlara yaptığı ayet ve hadislerden açıkça anlaşılmaktadır. Bu sebeple peygamberimize Rasulü’s-sekaleyn yani insan ve cinlerin peygamberi denilir.



Peygamberimizi Kur’an okurken dinleyen bir kısım cinlerin, kavimlerine vardıklarında şu sözleri söyledikleri haber verilir: "Biz hakiki hayranlık veren bir Kur’an dinledik ki o, hakka ve doğruya götürüyor. Bundan dolayı biz de ona iman ettik. Rabbimize bundan sonra hiç bir şeyi asla ortak tutmayacağız." (Cinn: 72-1-2) Bir başka ayet-i kerimede, peygamber efendimizi dinleyen cinlerin bir kısmının salih müslümanlar olduğu, bir kısmının böyle olmadığını söyledikleri beyan edilir.



"Gerçekten kimimiz müslümanlar, kimimiz ise zulmedenlerdir. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yolu arayıp bulanlardır. Zulmedenlere gelince onlar da cehenneme odun oldular." (Cin: 72/14-15)



İmam müslim’in rivayet ettiği bir hadis-i şerif’in meali şöyledir: İbn Mesud diyor ki: "Bir gece Rasulullah ile beraberdik, derken aramızdan kayboldu. Vadilerde, dağlarda aradık bulamadık. Bu yüzden bütün geceyi endişe içinde geçirdik. Nihayet sabaha erdik. Bir de baktık ki o Hira’dan geliyor. Ya Rasulallah dedik, sizi kaybettik, aradık bulamadık. Bu yüzden bütün gecemiz endişe içinde geçti. Şöyle buyurdu: "Bana cinden davetçi geldi. Onunla beraber gittim, onlara Kur’an okudum."[85]



Cinlerin mü’min olanları mü’minlerle beraber cennette, kâfir olanları kâfirlerle beraber cehennemdedir.[85]



"el-Akidetu‘t-Tahaviye" de şöyle denilmektedir. "Muhammed (aleyhisselam) Allah‘ın seçilmiş kulu, biricik nebisi, razı olunmuş elçisidir. O peygamberlerin sonuncusu, muttakilerin imamı, gönderilen (peygamberlerin) efendisi, âlemlerin Rabbinin sevgilisidir. O hakla, hidayetle, nurla, bütün cinlere ve mahlukatın tümüne gönderilmiştir."[85]