Cennet Kelimesi; Anlam ve Mâhiyeti

Ağaçlı bahçe; yeşillikleri bol bostan; sık dal ve yaprakları ile yeri gölgelendiren hurmalık ve bağlık.



Peygamberlerin davetine uyarak iman edip, dünya ve ahirete ait işleri, kulluk vazifelerini elden geldiği kadar güzel bir şekilde yapan temiz ve müttakî kişiler için hazırlanmış bir huzur ve saadet yurdudur. Kısaca ahiretteki nimetler yurdunun adıdır. Çoğulu Cinân ve Cennât'tır.[85]



‘Cennet’, örtmek, gizlemek anlamına gelen ‘cenn’ kökünden türemiş bir isimdir. Sözlük anlamı, bitki ve ağaçlarıyla toprağı örten bahçe veya bostan demektir.



Aynı kökten gelen diğer kelimelerde de bir çeşit ‘örtme, gizlilik’ anlamları vardır. Örneğin, aynı kökten gelen ‘cinn’, herkese görünmeyen bir başka yaratık, ‘cinnet’, aklın kaybolması, gizlenmesi, ‘mecnun’ aklı gitmiş demektir.



Kavram olarak ‘Cennet’, dünya gözüyle görülmeyen, Ahiretteki ‘sevap yurdu’nun özel adıdır.



İnsanların işledikleri güzel amellerin sevabının, yani karşılığının verileceği bu yere ‘Cennet’ denmesinin sebebi; görünüş yönünden dünyadaki bahçelere benzemesi, içerisinde bulunan eşi ve benzeri olmayan nimetlerin insan anlayışına gizli olması, insanların onu dünyada iken görmemeleridir.



Kur’an, bu kelimeyi ‘cennetün’, ya da ‘el-Cennetü’ şeklinde kullanmaktadır ki, bazen dünyadaki bahçeler, bazen de Ahiret yurdundaki ‘cennet’ kasdedilir.



Şu âyette ‘cennet’ dünyadaki bahçe, bostan anlamındadır:



“Yalnızca Allah’ın rızasını istemek ve kendilerinde olanı kökleştirip-güçlendirmek için mallarını infak edenlerin örneği, yüksekçe bir tepede bulunan, sağanak yağmur altında ürünlerini iki kat veren bir bahçenin (cennetin) örneğine benzer ki ona sağnak yağmur isabet etmese de bir çisintisi (vardır). Allah, yapmakta olduklarınızı görendir.” (Bakara: 2/265)



‘Cennet’ kelimesinin çoğulu ‘cinan’ veya ‘cennât’ olarak gelir. Kur’an, ‘cennât’ kelimesini sık sık kullanmaktadır. [85]