1- İnsanın Allah'a Karşı İşlediği Zulüm

Bu, insanların Allah’a şirk koşmaları veya küfr içinde, inkârcı olmalarıdır. Nitekim Kur’an’ın bir çok âyetinde zulüm, kâfirlerin bir özelliği olarak geçmektedir. Kur’an bir çok yerde kâfirlere ve müşriklere zâlim demektedir.



“İman edip de imanlarına zulüm karıştırmayanlar (var ya), işte emniyet/güvenlik onlar içindir ve onlar hidayete ermişlerdir.” (6/En’am,  82). Bu âyet nazil olunca, imana zulüm karıştırma meselesi sahabelere ağır geldi. Peygamberimiz’e dediler ki: “Kim imanına zulüm karıştırmayabilir?” Peygamberimiz şöyle buyurdu: “İş böyle değildir. Siz Lokman (a.s.)’ın  oğluna, ‘Ey oğlum, Allah’a şirk koşma, şüphesiz şirk en büyük zulümdür’ (31/Lokman, 13) sözünü işitmediniz mi?” (Buhâri; Müslim, nak. Muht. İbn Kesir, 3/65)



Allah’ı inkâr ederek ilâhlık dâvâsına kalkışanların bu tavrı da bir zulümdür. Çünkü onlar böylelikle Allah’ın ilâhlık hakkına tecavüz etmektedirler (21/Enbiyâ, 29). Bunun tipik örneği Firavun’un yaptıklarıdır (7/A’râf,  103).



Peygamberlerini dinlemeyen, onların getirdiği âyetleri yalan sayanların bu hareketi bir zulümdür (11/Hûd,  37). Bu gibi inkârcı zâlimler hak ettikleri cezaya daha dünyada iken kavuşurlar (11/Hûd, 67, 94; 17/İsrâ, 59). Kendi hevâlarına uyup da Allah’ın vahyine itaat etmeyenler de zulüm içerisindedirler (30/Rûm,  29). Allah’ı bırakıp başka putlara (ilâhlara) ibadet edenler de zulmetmiş olurlar (37/Saffât,  22) Allah’a iftira etmek, O’nun adına din uydurmak da zulümdür (3/Âl-i İmrân, 94).



Örneklerde görüldüğü gibi zulüm;  küfrün ve şirkin diğer adıdır. İnkârcıların ve müşrilerin yaptıkları yanlışlık  ‘zulüm’,  kendileri  de  ‘zâlim’  diye  niteleniyor.  Onların  yaptığı karanlığa davetiyedir. Onlar bir taraftan Allah’ın zulmet (karanlık) dediği çıkmazları tercih ederken, bir taraftan da Rablik ve ilâhlık hakkını başka varlıklara vermektedirler. Bütün zulümlerin temelinde insanın Allah ile olan ilişkisini yerli yerine oturtmaması vardır. Bu sebepledir ki şirk, küfür, yalanlama, fısk ve cehaletin her türlüsü Kur’an’da zulüm olarak tanımlanır (6/En’âm, 68, 93; 9/Tevbe, 23; 21/Enbiyâ, 2, 3, 5; 22/Hacc, 52-53; 39/Zümer, 32; 11/Hûd, 18-19; 2/Bakara, 114; 4/Nisâ, 168). Şirk ve küfür gibi zulümler içinde bulunan insanın günahlarını Allah bağışlamayacaktır (4/Nisâ,168). Çünkü şirk ve küfür büyük bir zulümdür. Biliyoruz ki, ilâh, rabb ve melik olma Allah’ın hakkıdır ve insanın yalnızca Allah’ı rabb, ilâh ve melik olarak tanıması gerekir. Bu hakkı sahibine vermeyen insan, birinci derecede, yani en büyük zâlimdir (31/Lokman, 13).