Kendisi ile Zimmet Akdi Yapılanda Aranan Şartlar

1- Kendisi ile zimmet akdi yapılacak kişinin ehl-i kitaptan olması gerekir. Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulur: "Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve âhiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Peygamberinin haram kıldığı şeyleri haram tanımayan ve hak dini din olarak kabul etmeyen kimselerle küçülmüş olarak kendi elleriyle cizyelerini verinceye kadar savaşınız" (et-Tevbe, 9/29). Mecûsîler de kitap ehlinden sayılmıştır. Çünkü Abdurrahmân b. Avf (r.a): "Ben, Rasûlüllah'ın; "Onlara kitap ehli uygulaması yapınız" dediğini duydum, demiştir" (Mâlik, Muvatta', Zekât, 42; ez-Zeylaî, Nasbu'r-Râye, III, 448; eş-Şevkânî, Neylü'l-Evlâr, VIII, 56). Diğer yandan Hz. Ömer'in, Abdurrahman b. Avf, Rasûlüllah (s.a.s)'ın Hecer mecûsilerinden cizye aldığına dair tanıklık edinceye kadar onlardan cizye almadığı da rivayet edilmiştir (bk. Zeylaî, a.g.e., III, 448; eş-Şevkânî, a.g.e.). Mecûsîlerin Arap ırkından olup olmaması sonucu değiştirmez. Hanefi, Hanbelî ve Zâhirîler bu görüşü benimsemiştir.



Diğer yandan kendileriyle zimmet anlaşması yapılacak kimselerin Arap müşriklerinden olmaması gerekir. Çünkü Arap müşriklerinden ya İslâm'a girmeleri istenir veya onlarla savaşılır. Âyette şöyle buyurulur: "Onlarla ya savaşacaksınız veya İslâm'a gireceklerdir" (el-Feth, 48/16).



Mâlikîlerin meşhur görüşüne, İmam Evzaî ve Sevrî'ye göre cizye bütün küfür ehlinden alınır. Kitap ehli olup olmaması veya Arap ırkından bulunup bulunmaması hükmü değiştirmez (İbn Âbidîn, Reddü'l-Muhtâr, III, 293; Ez-Zühaylî, a.g.e., VI, 443). Delil Süleyman b. Büreyde (r.anh)'ın babasından naklettiği şu hadistir:



"Hz. Peygamber ordunun başına bir komutan tayin ettiği vakit; kendisi hakkında Allah'tan sakınmasını ve beraberindeki müslümanlar için de hayrı tavsiye eder, sonra şöyle buyururdu: "Müşriklerden olan düşmanlarınla karşılaştığın vakit onları üç şeyden birisini kabul etmeye çağır. Bunlardan hangisini kabul ederlerse, sen de bu kabullerini benimse ve onlara dokunma. Onları İslâm'a davet et. Eğer yüz çevirirlerse cizye ödemelerini iste..." (Müslim, Cihad, 3; İbn Mâce, Cihâd 38; Dârimî, Siyer, 5/8). Bu hadisteki "senin düşmanın" ifadesi bütün kâfirleri kapsamına almaktadır. eş-Şevkânî; "Bu hadis, cizyenin yalnız ehl-i kitaba ait bir vergi olmadığının delilidir" der (ez-Zühaylî, a.g.e., VI, 443).



2- Zimmet sözleşmesinin süresiz olarak yapılması gerekir. Eğer sözleşmeye bir süre konulursa akit geçerliliğini kaybeder. Çünkü zimmet akdi insanın malının ve canının korunmasında İslâm'ın yerini tutar. İslâm süresiz olduğuna göre, onun yerini tutan zimmet akdi de süresiz olmalıdır. Bu şart üzerinde görüş birliği vardır (el-Kâsânî, el-Bedâyi', Beyrut 1394/1974, VII, 110; İbnü'l-Hümâm, Ömer Nasuhi Bilmen, Hukukî İslâmiyye ve Istilâhâtı Fıkhıyye Kamusu, İstanbul 1968, III, 423)



3- Zimmet sözleşmesi yapılacak kimsenin irtidat (dinden dönme) ehlinden olmaması gerekir. Çünkü mürtede tevbe etmediği zaman ölüm cezası uygulanır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Kim dinini değiştirirse, onu öldürünüz" (Buhârî, Cihâd, 149, İ'tisâm, 28, İstitâbe, 2; Ebû Dâvud, Hudûd, 1; Tirmizî, Hudûd, 25; Nesaî, Tahrîm, 14; İbn Mâce, Hudûd, 2).



Bu şart üzerinde de görüş birliği vardır. Çünkü irtidat eden kimse İslâm'ın güzelliklerini gördükten sonra dinden çıktığı için, bunlarla zimmet sözleşmesi yapmanın bir yararı bulunmaz. Bu, onların İslâm'a yeniden dönmelerine de yardımcı olmaz. Onlar, İslâm'a dönüşte savaş arasında tercih yapma hakkına sahiptir (bk. Bilmen, a.g.e., III, 423).



4- Zimmet sözleşmesinin dâru'l-İslâm'da yapılması caiz görülmeyen bir şartı taşımaması gerekir. Meselâ; kitap ehlinin azınlık liderleri kendi mensuplarına öldürme, idam gibi dilediği muâmelelerde bulunmak şartıyla zimmet anlaşması yapmak isteseler buna muvafakat edilmez. Çünkü, zimmet akdi İslâm Devletine azınlığın mal, can ve ırz güvenliğini sağlama görevini vermiştir. Akdin niteliği ile çelişen bu gibi maddeler çıkarıldıktan sonra yeni bir anlaşma yapılabilir.