Firavun'un İlahlık İddiası
Firavun dedi ki: "Ey Haman, bana yüksek bir kule bina et, belki o yollara ulaşabilirim. Göklerin yollarına, Böylelikle Musanın ilahına çıkabilirim. Çünkü ben onun yalancı olduğunu sanıyorum. İşte Firavuna kötü ameli böyle çekici kılındı ve yoldan alıkonuldu. Firavunun hileli-düzeni, yıkım ve kayıpta olmaktan başka olmadı. (Mümin Suresi, 36-37)
Firavun dedi ki: "Ey önde gelenler, sizin için benden başka ilah olduğunu bilmiyorum..." (Kasas Suresi, 38)
Firavun ayetlerde bildirilen ifadeleriyle ve Allaha karşı olan mücadelesiyle çok çirkin ve akılsızca bir cesaret göstermiştir. Ayrıca yanlış zannıyla Allahı sadece göklerin Rabbi olarak değerlendirmiştir. Oysa Allah göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir; bunu takdir edememiştir. Firavun -kendince- yerde ilahlığını ilan ettiği için, Allahın varlığını kabul ettiği takdirde kendi gücünün, hakimiyetinin bir anlamı kalmayacaktır. Bu nedenle kendince taktik yaparak Allahı sadece göklerin ilahı, hakimi olarak göstermek istemiştir. Allahı göklerde aramış ancak ayetin sonunda da ifade edildiği gibi bu ona yıkım ve kayıp getirmiştir. Ancak Firavun bu yıkımı görene kadar azgın enaniyeti sebebiyle büyüklenmeye ve ilahlık iddiasını sürdürmeye devam etmiştir. Hatta çevresindekilerin ve Hz. Musanın bu iddiasını kabul etmeleri için zor kullanmayı, tehditler savurmayı da sürdürmüştür:
Firavun dedi ki: "Alemlerin Rabbi nedir? Dedi ki: "Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında olan herşeyin Rabbidir. Eğer 'kesin bilgiyle inanıyorsanız". Çevresindekilere dedi ki: İşitiyor musunuz? Musa: Dedi ki: O sizin de Rabbiniz, geçmişteki atalarınızın da Rabbidir. Firavun dedi ki: Şüphesiz size gönderilmiş bulunan elçiniz, gerçekten bir delidir. Eğer aklınızı kullanabiliyorsanız , O , doğunun da, batının da ve bunlar arasında olan herşeyinde Rabbidir" dedi. (Firavun) dedi ki: Andolsun, benim dışımda bir ilah edinecek olursan, seni mutlaka hapse atacağım." (Şuara Suresi, 23-29)
Bu ayetlerde de Firavunun ilahlık iddiaları ve Allaha karşı mücadelesi görülmektedir. Firavun önce Allah hakkında bir soru sormuş ama bunu iyi bir niyetle yapmamıştır. Enaniyeti öylesine kuvvetlidir ki baştan Hz. Musanın vereceği her cevabı reddetme niyetindedir. Hangi delili görürse görsün Allahın büyüklüğünü kabul edemeyecek haldedir. Hz. Musa onun sorularına cevap verince, yani Allahın hem geçmiştekilerin hem de o dönemde yaşayan herkesin Rabbi olduğunu söyleyince Firavun daha da azmıştır. Bu azgınlığının sonucunda, kendisine gönderilen elçiyi delilikle suçlamış, arkasından da hapse atmakla korkutmaya çalışmıştır. Azgınlığından dolayı elinden geleni ardına koymamış ve onunla mücadele etmiştir. Ama sadece müminlere has olan akıl onda olmadığı için en önemli şeyi unutmuştur: Hz. Musanın destekleyicisinin kendisi (Firavun) ve sahip oldukları da dahil olmak üzere herşeyin tek sahibi olan Allah olduğunu... [90]
Firavun dedi ki: "Ey önde gelenler, sizin için benden başka ilah olduğunu bilmiyorum..." (Kasas Suresi, 38)
Firavun ayetlerde bildirilen ifadeleriyle ve Allaha karşı olan mücadelesiyle çok çirkin ve akılsızca bir cesaret göstermiştir. Ayrıca yanlış zannıyla Allahı sadece göklerin Rabbi olarak değerlendirmiştir. Oysa Allah göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir; bunu takdir edememiştir. Firavun -kendince- yerde ilahlığını ilan ettiği için, Allahın varlığını kabul ettiği takdirde kendi gücünün, hakimiyetinin bir anlamı kalmayacaktır. Bu nedenle kendince taktik yaparak Allahı sadece göklerin ilahı, hakimi olarak göstermek istemiştir. Allahı göklerde aramış ancak ayetin sonunda da ifade edildiği gibi bu ona yıkım ve kayıp getirmiştir. Ancak Firavun bu yıkımı görene kadar azgın enaniyeti sebebiyle büyüklenmeye ve ilahlık iddiasını sürdürmeye devam etmiştir. Hatta çevresindekilerin ve Hz. Musanın bu iddiasını kabul etmeleri için zor kullanmayı, tehditler savurmayı da sürdürmüştür:
Firavun dedi ki: "Alemlerin Rabbi nedir? Dedi ki: "Göklerin, yerin ve bu ikisi arasında olan herşeyin Rabbidir. Eğer 'kesin bilgiyle inanıyorsanız". Çevresindekilere dedi ki: İşitiyor musunuz? Musa: Dedi ki: O sizin de Rabbiniz, geçmişteki atalarınızın da Rabbidir. Firavun dedi ki: Şüphesiz size gönderilmiş bulunan elçiniz, gerçekten bir delidir. Eğer aklınızı kullanabiliyorsanız , O , doğunun da, batının da ve bunlar arasında olan herşeyinde Rabbidir" dedi. (Firavun) dedi ki: Andolsun, benim dışımda bir ilah edinecek olursan, seni mutlaka hapse atacağım." (Şuara Suresi, 23-29)
Bu ayetlerde de Firavunun ilahlık iddiaları ve Allaha karşı mücadelesi görülmektedir. Firavun önce Allah hakkında bir soru sormuş ama bunu iyi bir niyetle yapmamıştır. Enaniyeti öylesine kuvvetlidir ki baştan Hz. Musanın vereceği her cevabı reddetme niyetindedir. Hangi delili görürse görsün Allahın büyüklüğünü kabul edemeyecek haldedir. Hz. Musa onun sorularına cevap verince, yani Allahın hem geçmiştekilerin hem de o dönemde yaşayan herkesin Rabbi olduğunu söyleyince Firavun daha da azmıştır. Bu azgınlığının sonucunda, kendisine gönderilen elçiyi delilikle suçlamış, arkasından da hapse atmakla korkutmaya çalışmıştır. Azgınlığından dolayı elinden geleni ardına koymamış ve onunla mücadele etmiştir. Ama sadece müminlere has olan akıl onda olmadığı için en önemli şeyi unutmuştur: Hz. Musanın destekleyicisinin kendisi (Firavun) ve sahip oldukları da dahil olmak üzere herşeyin tek sahibi olan Allah olduğunu... [90]
s1 harfi
- 1) İnsanın Kendisini/Hevâsını (Basit Arzu ve Şehvetlerini) Tanrılaştırması:
- 2) Şirk-i Teb'iz:
- Allah'ın Elçilerine İtaat Ederler
- Bâtıla İman:
- c- Gayr-i Müslimlerin Tapınaklarına İbâdet Kasdıyla Gitmek:
- Enaniyetin Sebepleri
- Halkı Saptırmak İçin Çaba Harcamaları
- Hz. Peygamber Ve Şiir
- İbrâhim / İçimdeki Putları Devir / Elindeki Baltayla / Kırılan Putların Yerine / Yenilerini Koyan Kim?
- Kur'an-ı Kerim'e Göre Şirk Koşan İnsanın Ruhsal Yapısı
- Mürtede Karşı Tavır:
- Sevgi, Hürmet ve Bağlılık Yönüyle Şirk. Bir İnsanı veya Nesneyi, İdeolojiyi Aşırı Şekilde Severek Putlaştırmak:
- Şamanizm'de Bazı Görüşler ve Âdetler
- ŞEHVET
- ŞEREFE
- ŞEYHÜLİSLÂM
- Şuf'a Hakkını Kullanma Şekli:
- Şuf'a'nın Sebebi:
- ŞÜPHE
- Zorluğa ve Zamana Karşı Dayanıksız Olmaları
- 2) Ataların Yolunu Körü Körüne Tâkip Etmek, Gelenekleri, Örf ve Âdetleri Yüceltmek, Irkçılık:
- 3) Şirk-i Takrib:
- Allah'tan Başkasının da Gaybî Yollarla Fayda ve Zarar Verebileceğine İnanmak:
- d- İbâdet Kasdıyla Herhangi Bir Şahsa Secde Etmek:
- Güç ve Zenginlik
- Hatalarında Direnmezler
- Hevânın Putlaştırılması
- Kur'ân-ı Kerim, Müşrik Anne Ve Babaların, Mümin Çocuklarına Ne Diyor:
- Mallarından Rahatlıkla İnfak Edememeleri
- ŞÂFİÎ MEZHEBİ