Şeytanın Zarar Veremeyeceği Kimseler

Şeytanın kendilerine te'sir edemeyeceği kimseler de âyetlerde şu şekilde belirtilmiştir:



"Şeytan seni dürtecek olursa Allah'a sığın, doğrusu O işitir ve bilir. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca, Allah'ı anarlar ve hemen gerçeği görürler." (el-A'raf: 7/200-201)



"Kur'ân okuyacağın zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın. Doğrusu şeytanın, inananlar ve yalnız Rablerine güvenenler üzerinde bir nüfûzu yoktur. Onun nüfûzu sadece, onu dost edinenler ve Allah'a ortak koşanlar üzerindedir." (en-Nahl: 16/98-100)



Allah'ın hâlis kullarına te'sir edemeyeceğini, şeytan, bizzat kendisi de itiraf etmiştir.[50]



Şeytanın insanı azdırmak için başvurmayacağı çare yoktur. Ondan korunmayı emreden pek çok ayet ve hadis vardır.



“Ey Adem oğulları, şeytana tapmayın. Çünkü o sizi Rabbinizden ayıran bir düşmandır... diye size emretmedim mi?” (Yasin: 36/60)



“Şeytan sizin için yaman bir düşmandır. Bu sebeple siz de onu düşman edinin...” (Fatır: 35/6)[51] 



Âyetlerden de anlaşılıyor ki, Allah'a içtenlikle iman ederek ibadet eden insanlar üzerinde, tabanca kurşununa karşı çelik yelek giyilmiş gibi şeytanın hiçbir etkisi olamamaktadır. Allah'a iman edip emirlerine uyan ve Peygamberimiz'in (s.a.s.) gösterdiği yoldan giden kişiler, şeytana galip gelmişler demektir. O halde, şeytana boyun eğmemenin tek yolu, Allah'a samimi olarak inanmak ve ibadetleri tam yapmak, Peygamber'in gösterdiği yoldan ayrılmamaktır. Her işimize başlarken de şeytandan Allah'a sığınıp, Allah'ın ismini anmalı; "eûzü besmele" ile başlamalıyız. [52]