Rehnedilenle İlgili Şartlar

Bir nakdin yahut menkul veya gayri menkul bir malın rehin olabilmesi için aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekir.



1) Rehnedilenin alım-satıma elverişli bir mal olması gerekir. İslâm'a göre alınıp satılması caiz olan bir şeyin rehnedilmesi de caizdir.



2) Rehnedilenin mütekavvim bir mal olması gerekir. İslâm'a göre ölü hayvan eti ve kan gibi mal sayılmayan şeylerden rehin de olmaz. Hür insan da mal sayılmadığı için bir borç karşılığında rehnedilmesi düşünülemez.



3) Rehnedilecek malın hâlen borçlunun mülkiyetinde olması şart değildir. Bir kimse başkasının malını, sahibinin rızasıyla veya şer'î velâyet yetkisine dayanarak rehnedebilir. Küçüklük, sefâhet ve benzeri sebeplerle hacir (vasiyet) altında bulunan kimsenin malını babası, vasisi veya sahih dedesi rehnedebilir. Bu rehin, bizzat küçüğün borcu için olabileceği gibi, velinin şahsi borcu için de yapılmış olabilir. Çünkü bir baba, kendi borcu için küçük çocuğuna miras ve benzeri yollarla gelen bir malı satabileceği gibi, emânet olarak da verebilir. Velinin bu malı emanet vermesi câiz olunca, gerektiğinde rehin olarak vermesi de öncelikle caiz olur.



4) Rehnedilecek şeyin ortak bir mülk olmaması gerekir. Hanefilere göre taksimi kâbil olsun veya olmasın ortak bir mülkün rehni caiz değildir. Çünkü ortak mülkün yalnız belli bir cüz'ünü ayırdedip kabzetmek mümkün olmaz. Ancak böyle bir mülkün bütün ortakların müşterek borcu için rehnedilmesi durumu müstesnadır. Bu takdirde kabz mümkün olur.



İmam Şâfiî'ye göre, taksimi kâbil olsun veya olmasın ortak mülkün rehnedilmesi câizdir. Çünkü bunun kabzı mümkün ve geçerlidir. Şâfiî'nin dayandığı delil şudur: Bir mülkteki ortaklık rehin hükmüne ve onun şartlarına olumsuz yönde etki yapmaz. Çünkü rehin akdi, rehnedilen mal üzerinde rehin alana öncelik hakkı sağlar. Bu da gerektiğinde rehni satabilmesidir. Ortak oluş, satım akdine engel olmaz (el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi, VI, 138).



5) Rehnedilen şeyin kabzdan sonra, rehin hakkı sahibinin eli altında bulunması gerekir. Meselâ, ağaçlar istisna edilerek yalnız bu ağaçların üzerindeki meyveleri rehnetmek muteber olmadığı gibi, toprağı rehnetmeden üzerindeki ekinleri rehin de câiz olmaz. Çünkü ağaçlar ve arazi rehne dâhil edilmeyince, ürün kabzedilmiş ve rehin alanın kontrolüne girmiş olmaz (el-Cezîrî, Kitâbül-Fıkh Alel-Mezâhibil-Erbaa, II, 326).



6) Vakıf mallarla, mirî arazilerin rehnedilmesi prensip olarak caiz değildir. Çünkü bunlar şahsî mal sayılmaz.



Rehni, rehin alan bizzat muhafaza eder veya âile fertlerine, ortak, bekçi ve benzeri adamlarına muhafaza ettirir. Yer kirası ve bekçi ücreti gibi rehnin normal korunması için yapılan masraflar rehin alana aittir. Ancak hayvanlarının yem ve çoban ücreti, gayri menkulün islâhı, sulanması, otlarının temizlenmesi ve arklarının açılması gibi rehnin devamı ve gelirinin arttırılması amacına yönelik masraflar rehin verene aittir. Ancak rehneden veya rehin alan, diğerine ait olması gereken masrafları, karşı tarafa sormadan, kendiliğinden yapmışsa bu teberru sayılır (Mecelle, madde, 722-725). Rehnedilenin vergi, öşür ve harcı rehnedene aittir. Çünkü bunlar mülkün külfeti kabilendendir.