Özel Mülkiyetle İlgili Sınırlamalar:

1- Kullanma İle İlgili Sınırlamalar: İslâm, müslüman erkeklerin halis ipekten yapılmış iç ve dış giysileri giymelerini, bunları giyinmek üzere mülk edinmelerini, müslüman erkek ve kadınların altın ve gümüşten yapılmış alet, kap ve eşya kullanmalarını yasaklamıştır. Süslenme konusunda ise kadınlar bu madenlerden yapılmış süs eşyasını kullanabilirler.[5]



2- Komşu Hakkı Sebebiyle İstifade Sınırlamaları



a- Komşuya zarar vermemek: Kur'an-ı Kerim'de ve Hadîs-i şerîflerde komşuya zarar vermemek, komşuluk haklarını gözetmek, komşuya iyilikte bulunmak emir ve tavsiye edilmiştir.[5] Mülkiyet hakkından istifade komşuya zarar veriyorsa hukuken onun tasarrufu sınırlanabilir.[5]



b- Komşunun zarûrî menfaatlerini karşılamak: Bu konu intîfa ve irtifak hakları ile ilgilidir. Genellikle bu haklar, bir şahsa veya gayr-ı menkûl'e diğerinden çeşitli şekillerde faydalanma imkânı vermektedir. Komşuya bu neviden hakların verilmesi İslam Hukuku'nun mülkiyet anlayışı ile bazı nasslara ve uygulamalara dayanmaktadır.



3- Amme Menfaati İle İlgili İstifade Sınırlamaları



a- Ammenin zarar görmemesi için: Umûmî menfaat husûsî menfaate, ammeye ait zarar husûsî zarara ağır basmaktadır.[5] Bu prensip şahısların mülkiyet haklarını amme menfaatine aykırı ve onların zararına sebep olacak şekilde kullanamayacaklarına da delalet etmektedir. Nitekim Mecelle 1213. maddesinde yolun iki tarafında evi olan kimsenin, birinden diğerine köprü yapamayacağını, 1214. maddesinde umûmî yola çıkıntı yapan sundurma, balkon vb. leri halka zarar verirse eski de olsa kaldırılacağını tanzim ederken bu prensipten hareket etmektedir.



b- Mülkten istifade konusundaki amme hakkının gerçekleşmesi için: el-Mâun suresinde halka, ihtiyaç duydukları eşya, alet vb. lerini vermeyen kimseler şiddetle kınanmıştır.[5] Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s) de "malda" zekâttan başka haklar bulunduğunu ifade etmiştir.[5] Buna benzer nassların ışığında fukaha şu neticelere varmıştır:



Her şahıs başkasına ait binaya yaslanmak, gölgesinden faydalanmak, ışığından istifade etmek, umumi yoldan gelip-geçenlerin kalabalıktan rahatsız olmaları halinde husûsi yoldan istifade etme hakları vardır. Bu sebeple özel yolun sahipleri aralarında anlaşarak bu yolu satamaz, paylaşamaz ve girişini kapayamaz.[5] Giyecek, yiyecek, ısınacak maddeleri, oturacak yeri vb. temel ihtiyaçları başka türlü ve başka yerde bulma ve karşılama imkanı bulamayanlara, bunları fazlasıyla elinde bulunduranlar vermek mecburiyetindedirler. Tartışma, yalnızca bedel ile olup olmayacağı konusundadır.



4- Mülkü Kullanmayı İhmal İle İlgili Sınırlamalar



Devlet amme menfaati açısından zarûrî gördüğünde arazi sahiplerini işletmeye zorlar ve bunu yapmadıkları takdirde onlar adına kiraya vererek veya başka yollardan işletilmesini sağlar. Toplum için zarürî olan iş, hizmet ve müesseseleri de yeterince bulundurmak, işleri gereği halka hizmet veren husûsi şahısları gerektiği zaman iş yapmaya ve üretmeye zorlayabilir.[5]



Sahibinin, mülkü üzerindeki tasarruflarla ilgili bazı sınırlamalar da vardır. Bunlar küçüklük, akıl hastalığı, sefihlik, borçluluk ve iflas gibi sebeplerle mülk sahibinin şahsına bağlı kısıtlamalar olabileceği gibi, zekât, fitre, vasiyet gibi mecbûrî tasarruflarla mülk sahibinin vazifeli olduğu yükümlülükler de olabilir. Ayrıca ihtikâr (stokçuluk) yasağı, zaruret halinde devletin fiyatlara müdahalesi (tes'îr) vb. gibi amme menfaatine bağlı tasarruf sınırlamaları vardır. Bundan başka şuf'a da komşu hakkına bağlı bir tasarruf sınırlamasıdır.[5]