Kadının Nafakasını Düşüren Haller:

1. Nafaka vacib olup, hâkimin kararı veya karşılıklı rıza ile zimmette borç halini almadıkça geçen süreye ait nafaka düşer. Mâlikîlere göre geçen süreye ait nafaka düşmez. Kadın kocasına geçmiş günlere ait nafaka için de rücû edebilir.



2. Geçmiş günlere ait ibra, nafakayı düşürür. Ancak Hanefîlere göre geleceğe ait nafakadan ibra veya hibe geçerli değildir. Çünkü kadının nafakası evde tutulma karşılığı olarak zaman geçtikçe parça parça gerekli olur. Geleceğe ait ibra, henüz vacib olmadan düşürme anlamına gelir ki geçerli olmaz.



3. Eşlerden Birisinin Ölümü: Koca nafakayı vermeden ölse, kadın bunu onun malından alamaz. Kadın ölürse, mirasçılar da bunu talep edemez.



4. Kadının itaatsızlığı. Kadının kocasının meşrû isteklerine itaat etmemesi ve özürsüz yere evi terketmesi halinde kocanın nafaka yükümlülüğü düşer.



5. Kadının dinden çıkması. Kadın irtidâd edince kocasının nafaka yükümlülüğü düşer. Çünkü bu durumda kadının cinsel yönlerinden yararlanmak da caiz olmaz. Yeniden İslâm'a dönünce nafaka hakkı da doğar.



6. Kadının ma'siyet yoluyla sebep olduğu ayrılık nafaka hakkını düşürür. Meselâ; onun irtidadı veya kocası İslâm'a girdiği halde onun küfürde devam etmesi veya üvey oğlu ile cinsel ilişki kurması gibi. Bütün bu durumlarda onun nafaka hakkı düşer; çünkü günah işleme yoluyla evlilikteki "cinsel yararlanma" esasını kaldırmıştır. Bu yüzden "itaatsiz (nâşize)" durumuna düşer. Ancak onun sadece evde oturma hakkı devam eder. Çünkü bu hak günah işlemekle düşmez.



Ayrılık günah işleme yoluyla olmamışsa nafaka hakkı düşmez. Büluğ muhayyerliği, kefâetin yokluğu ve üvey oğlu ile zorlama sonucu cinsel ilişki kurma gibi. Çünkü o, bu konularda şer'an özürlü sayılır.



Koca tarafından meydana getirilen ayrılık, ma'siyet yoluyla olsun veya olmasın nafaka hakkını düşürmez (bk. el-Kâsânî, IV, 22, 29 vd.; İbnül-Hümâm, a.g.e., III, 322 vd.; İbn Âbidîn, a.g.e., II, 889-892; İbn Rüşd, Bidâyetül-Müctehid, II, 54; eŞ-Şîrâzî, a.g.e., II, 160).