MEDH, MEDİH

Medh övgü, medih ise yapılan güzel işlerden dolayı dil ile yapılan övgü. Medhin zıttı zemmdir. Zemm birinin aleyhinde kötü sözler söylemek ve onun çirkin, eksik hallerini ortaya dökmek demektir.



Medhe lâyık kimseleri medhetmek, toplum arasında faziletin ve kemalin artmasına neden olabileceği gerekçesiyle hoş görülmüş ve hatta teşvik edilmiştir. Ancak medhe lâyık olmayan kişileri medhetmek, oldukça çirkin bir davranıştır.



Bir kişiyi medhederken, medhedenin dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunlar; övgüde fazlaya kaçıp sözü yalanla bitirmemeli; söylenen sözün içine riyâ karışmamalı; zalim ve alçak kişileri övme yoluna gitmemelidir.



Hz. Peygamber (s.a.s)'ın huzurunda bir zat, orada bulunan diğer kişiyi. övmeye kalkışınca Resulullah (s.a.s): "Kardeşinin boynunu bıçaksız olarak kestin" buyurarak, yüz yüze övgünün yasak olduğunu belirtmek istemiştir.



Hz. Ebu Bekir (r.a) kendisi övüldüğü zaman, utancından ve Allah korkusundan dolayı el açıp şöyle dua ederdi: "Ey Rabbim! Sen beni benden daha iyi bilirsin. Ben de kendimi başkalarından daha iyi bilirim. Ey Âlemlerin Rabbı! Halkın bende zannettiği iyilik ve faziletleri bana nasip ve bende olup halkın bilmedikleri günahlarımı af et! Söyledikleri güzel özellikler karşılığında beni, kendini beğenmişlik ve gurur gibi şeylerden koru!":



Medhetme konusuna dikkat etmeli ve olur olmaz, her zaman ve her durumda medhe kalkışmamalıdır. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.s), "Onu bunu medhedip duranları görünce yüzlerine toprak saçınız" buyurarak, bu tür bir medhe kalkışanın, aşağılayıcı bir sonuçla karşılaşacağını bildirmiştir.



Mefail HIZLI