ÂMİR

Âmir. Emreden, buyuran, memurun üstü, makam sahibi kimse.



Fıkıhta hac bahsinde kendisi hacca gidemeyip yerine başkasını gönderen kimseye ve vekâlet bahsinde yerine vekil tayin eden kimseye denir.



Âmir, mâ'mur eden, imar edilmiş yer.



Arazî ıstılahında külfetsizce ziraat yapılan araziye âmir denir. İşlenmemiş arazi karşılığında kullanılır. Âmir arazi iki kısma ayrılır:



1- Öşür ve haraç arazisi gibi sahibi olup ziraata elverişli olan yerler.



2- Ziraata elverişli olup sahibi olmayan yerler. Bu araziler, anveten fethedilen arazilerden olup beşte biri İslâm devletinin hazinesine ayrılan araziler olabileceği gibi İslâmî cihada katılan askerlerden çeşitli şekillerde Beytu'l Mal'a intikal etmiş araziler de olabilir. Ayrıca öşrî ve harâcî arazi olmasına rağmen sahiplerinin mirasçı bırakmadan vefat etmeleriyle devlete intikal eden arazîler de bu tür arazilere girer.[700]