İman Esasları

Cibril hadisi diye şöhret bulan hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz, iman, islam ve ihsan mefhumlarını tanımlamıştır. “Rasulullah bir gün insanlarla beraberken, bir adam (bu şahsın Cebrail (a.s.) olduğu hadisin sonunda Peygamberimiz tarafından açıklanmıştır) kendisine gelerek,  “İman nedir?” diye sordu. Rasulullah da,



“İman; Allah’a, meleklerine, Allah’a kavuşmaya, peygamberlerine, öldükten sonra dirilmeye inanmak demektir.” cevabını verdi. Bunun üzerine o şahıs, 



“İslam nedir?”   dedi.  Rasul-i  Ekrem  de cevaben,



“Allah’a  ibadet  etmen, O’na şirk koşmaman, namazı kılman, farzolan zekâtı vermen, Ramazan ayında oruç tutmandır.” karşılığını verdi. Aynı kişi,



“İhsan nedir?” diye bir soru yöneltti. Hz. Peygamber de,



“Allah’a, O’nu görüyormuş  gibi ibadet etmendir. Çünkü sen O’nu görmüyor olsan da O seni görüyor."  buyurdu.[505]



“Rasülullah, Rabbinden kendisine indirilene (Kur’an’a) iman etti, mü’minler de. Hepsi; Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler.” (Bakara: 2/285)



“Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse, muhakkak ki hidayetten uzak bir sapıklığa düşmüştür.” (Nisa: 4/136)    



Bir insanın mü’min olması için, Rasülullah (s.a.v.)’in Allah’tan getirdiği dinin tümüne inanması şarttır. Bir mü’min, Kur’an’da belirlenen inanç esaslarının tümüne inanmak zorundadır. Cibril hadisi diye meşhur olan Peygamberimiz’in imanı tarif etmesinden, bu akidenin ana muhtevasını öğrenmekteyiz. Bu ifadenin izah edilip açıklanması iman esaslarını oluşturur.



İman esasları: Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere (her şeyin Allah’tan geldiğine ) inanmaktır. Bunlar topluca mü’minin akidesini teşkil eder. Fakat sayılan bu esasın ayrıntıları vardır. Dolayısıyla imanın şartı altı değil; iman, altı ana maddeden oluşur. [505]