Hicret Nedir?

        



‘Hicret’ sözlükte, kişi veya kişilerin bulundukları yerden göç yoluyla ayrılmaları anlamına gelir.



Bu ayrılma beden ile olabileceği gibi, dil ile veya kalb ile de olabilir. (73 Müzemmil/10, 4 Nisa/34) Bir âyette ise kalbi Allah’ın dışındaki şeylerden ayırıp yine O’na yönelmek anlamında kullanılmaktadır ki bu, Allah’a hicret (yönelme) ibadetidir. (29 Ankebût/26)



‘Hicret’ terim olarak Peygamberimizin ve Mekkeli müslümanların milâdî 622 yılında, peygamberliğin onüçüncü yılında Mekke’den Medine’ye göç etmeleridir.



İslâm tarihinde ve Peygamberimizin hayatında kuşkusuz en önemli olay Hicret’tir. Çünkü bu olay İslâmî tebliğde bir dönüm noktasıdır, var olmasına açılan kapıdır, dirilişi ve güçlü bir bina olarak ortaya çıkışıdır.



‘Hicret’, imanın, Allah’a ve Rasûlüne bağlılığın, Allah yoluna fedâkarlık yapmanın, dünyalıklardan vazgeçmenin, yalnızca Allah rızasını seçmenin, bir göstergesi; küfre ve onların azgın temsilcilerinin hükmüne boyun eğmemenin, iman uğruna hor zorluğu göze almanın destansı ifade edilişidir.



Peygamberimizle birlikte bu destanı yazan güzel insanlara Kur’an ‘muhacir’ diyor ve onları kelimelerin en tatlısı ile övüyor.



“Öne geçen Muhacirler ve Ensar ile onlara güzellikle uyanlar; Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan razı olmuşlardır ve (Allah) onlara, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Işte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.” (9 Tevbe/100)



“Şüphesiz iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler; işte onlar, Allah’ın rahmetini umabilirler. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.” (2 Bakara/218 ayrıca bak, 3 Âli Imran/195. 8 Enfal/72, 74, 75. 9 Tevbe/20, v.d.)