b- Heykel:

"İçinde heykeller bulunan eve melekler (rahmet melekleri) girmez." (Buhârî, Bed'u'l-Halk 7, Meğâzî 12; Müslim, Libâs 87)



"Kıyâmet günü azâbı en şiddetli olacaklardan biri de bu sûretleri yapanlardır." (Buhârî, Edeb 75; Müslim, Libâs 96) gibi hadisler müslümanın evinde heykel bulundurmasına ve heykel yapmasına engeldir. Bunların haram kılınmalarının hikmet ve sebebine gelince:



1) Çeşitli devir, yaş ve çevrelerde heykele tapıldığı için bu hâtırayı silerek tevhidi korumak,



2) Heykeltıraşın yaratma vehmi gibi kula yakışmayan duygu ve düşüncelere kapılarak şirke veya günaha girmesini önlemek,



3) Heykel yapımının ve sanat anlayışının bir sınırı bulunmadığından sahte tanrılar, çağdaş tâğutlar, dinî semboller, çıplak kadınlar gibi İslâm'a zıt şeylerin heykelleştirilmelerine engel olmak,



4) Faydasız ve gereksiz sarfı, isrâfı, lüksü men etmek.



Heykeli büyüklere saygı ve kahramanların hâtıralarını ebedîleştirmek gayelerine bağlayarak savunanlara karşı İslâm düşüncesi şöyledir:



1) Her zaman ve her yerde bu gibilerin heykelleri yapılmamıştır. Âdi, alçak, zâlim, müstebit, sahte kahramanların da heykelleri yapılmış, bu gerçek, mezkür hikmeti ortadan kaldırmıştır.



2) Müslümanın dünyada ebedîleşmek gibi bir gayesi yoktur. Mü'min, Cemâl-i İlâhînin seyrinde, Fahr-i Kâinat'ın sohbetinde sonsuz mutluluklara ereceğini umduğu ebedî âlemlerin hasretini çeker.



3) İslâm'da hizmet Allah rızâsı için yapılır ve hizmet eden, bu niyeti (ihlâsı) bozulmasın diye teşhirden kaçar. İslâm'da güzel sanatların heykelden başka alanlara yönelmesinin sebebini de yukarıdaki maddelerde aramak gerekecektir. İlle heykel yapılacaksa, soyut heykelin çok geniş imkânlarından yararlanılabilir.