Nimet veya Külfetle Deneme:

Fitne, gerçek olanı sahte olandan, iyi olanı kötü olandan, kirliyi temiz olandan ayırmak olduğuna göre, hayatın akışında olumlu ve olumsuz tarafıyla ortaya çıkabilir. Kur’an’ın işaret ettiği gibi insan bazen risk taşıyan, mal, mülk, evlât ve sağlık gibi nimetlerle, bazen de yokluk, hastalık, şeytan ve düşman saldırısı gibi şeylerle denemeye uğratılır. Bu bakımdan çekilen zorluk, mal, zulüm, kadın, çocuk, saptırma, azap, silâhlı çatışma, kalbe gelen vesvese gibi şeylerin hepsi de fitnedir. Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Onlardan bazı zümrelere, kendilerini denemek (fitneye uğratmak) için verdiğimiz dünya hayatının süsüne gözlerini dikme. Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir.” (20/Tâhâ, 131)



Kur’an, insanın imandaki samimiyetini denemek için hayır ve şer ile imtihan olunduğunu haber veriyor (21/Enbiyâ, 35). İnsan, hayatın geçici güzellikleriyle de sınava çekilir (20/Tâhâ, 131). Mal ve evlât, insan için bir fitnedir, deneme aracıdır (8/Enfâl, 28; 64/Teğâbün, 15). Bol rızık ve verilen nimetler birer fitne olduğu gibi (39/Zümer, 49), başa gelen üzüntü ve kederler (20/Tâhâ, 40), belâ ve musîbetler de birer fitnedir (9/Tevbe, 126; 22/Hacc, 11). İnsanlardan bazılarına Allah’tan gelen rızık, iman ve mağfiret gibi iyiliklerin sebebini bilmek mümkün olmayabilir. Allah (c.c.) bu şekilde insanları birbiriyle deniyor ve şükredenlerin belli olmasını istiyor (6/En’âm, 53).



Dinde iki yüzlü davranan münâfıklar, çeşitli olaylarla, ibret almaları ve hatalarını terk etmeleri için sürekli denenirler. Ancak onlar çoğu zaman bu fitnenin (denemenin) farkında olmazlar (9/Tevbe, 126). Allah (c.c.) doğru yola giren kimseler için rızkı bollaştırır. Bunun sebebi de, onların şükredip şükretmeyeceklerini, takvâ sahibi olup olmayacaklarını denemektir (72/Cinn, 16-17).