FISK

‘Fısk’ veya ‘füsuk’ sözlükte, bir yerden çıkmak, ayrılmak, demektir. Hayvanların, bilhassa farenin deliğinden çıkmasına, meyvenin filizlenmesine, tohumun (veya tomurcuğun) açılıp filizin dışarı çıkmasına ‘fısk’ denilir.



İslâmdan önce hayvanlar ve bitkiler hakkında kullanılan bu kelime, Kur’an’ın gelişiyle anlam sahası genişlemiş, insanların veya başka varlıkların yoldan çıkma, doğru yoldan ayrılma manası kazanmıştır.



Buna göre ‘fısk’, Allah’ın emirlerine itaatsizlik etmek, dinin koyduğu sınırlardan dışarı çıkmak, doğru yoldan sapmak, iyilik ve güzellikten ayrılmak, günaha batmak demektir.



‘Fısk’, itaatten uzaklaşma, Allah’ın emirlerini dinlememe tavrıdır. Bu bakımdan ‘küfr’ kavramından daha geniştir. Allah’a herhangi bir şekilde itaatsizlik yapanın bu fiiline rahatlıkla ‘fısk’ denir.



‘Fısk’ın çoğulu ‘füsûk’tur.



‘Fısk’ içinde olan kimselere ‘fasık’ denilir.



Kur’an’ın geniş anlam sahası olan kavramlarından biri de ‘fısk’ veya ‘fasık’ kelimesidir. Allah’ın emrinden ya da dinin çizdiği sınırdan dışarı çıkmak anlamıyla ‘fısk’ hem iman eden bir kimsenin yaptığı hatadır, hem de hiç iman etmeyerek Allah’a isyan edenin işlediği cürümdür.



Bir çok İslâm bilgini mü’min olduğu halde Kur’an’ın kebâir (büyük günah) dediği günahları işleyenlerin bu fiillerine ‘fısk’ adını verirler. İslâm tarihinde ortaya çıkmış çeşitli mezhepler ‘fısk’ yani çekinmeden büyük günah işleyenlerin durumunu tartışmışlar, onun müslüman olarak kalıp kalmayacağı üzerinde görüşlerini açıklamışlardır.



Biz o tartışmaları bir tarafa bırakıp ‘fısk’ kavramının Kur’an’da nasıl ve hangi anlamlarda kullanıldığını tesbit etmeye çalışalım. [24]