G. İlahi Kanunlar Karşısında Akıl Gücü.

İslam, akıl gücünü Alah’ın koymuş olduğu şeriat kanunlarının hikmetlerine yöneltir:



“Ey salim akıl sahipleri, kısasta sizin için (umumi) bir hayat vardır. Ta ki (adam öldürmekten) sakınasınız.” (Bakara: 2/179)_



“Oruç tutmanız sizin hakkınızda (yemenizden ve fidye vermenizden) hayırlıdır. Eğer bilirseniz” (Bakara: 2/184)



“Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki, -Onlarda hem büyük günah, hem insanlar içinfaydalar vardır. Günühları ise faydalarından daha büyüktür. (Yine) sana hangi şeyi nafaka vereceklerini sorarlar. De ki, -İhtiyacınızdan artanı (verin). Allah size böylece ayetlerini (pek güzel) açıklar. Olur ki düşünesiniz.” (Bakara: 2/219)



“Boşanma iki defadır. (Ondan sonrası) ya iyilikle tutmak, ya güzellik salmaktır. (Ey kocalar), onlara (kadınlara) verdiğiniz bir şeyi (mihri geri) almanız size helal olmaz. Meğer ki, erkekle kadın Allah’ın sınırlarını (evlilik haklarını) ayakta tutamayacaklarından korkmuş (ümitlerini kesmiş) olsunlar. Eğer bu suretle sizde onların (karı ve kocanın) Allah’ın sınırlarını hakkıyla muhafaza ve ifa edemeyeceklerinden korkarsanız, o halde, (kadının serbest boşanması için) fidye vermesinde (hakkından vaz geçmesinde), ikisi üzerinde vebal yoktur. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Onları (çiğneyip) geçmeyin.Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa, işte onlar zalimlerin ta kendileridirler. Yine erkek, zevcesini (üçüncü defa olarak) boşarsa, ondan sonra kadın kendinden başka bir ere nikahlanıp varıncaya kadar ona ( o birinci zevcine) helal olmaz. Bununla beraber, eğer bu (yeni) kocada onu boşarda onlar (birinci zevc ile aynı zevce) Alah’ın sınırlarını ayakta tutacaklarını (tatbik edeceklerini) zannederlerse (iddet bekledikten sonra) tekrar birbirine dönmelerinde (evlenmelerinde) her ikisi hakında da vebal yoktur. Bunlar bilir, anlar bilir bir kavim için Allah’ın açıkladığı sınırlardır.” (Bakara: 2/229-230)



“Boşanan kadınların da meşru surette faydalanmaları haklarıdır ki bu, Allah’tan korkanlar için bir vazifedir. İşte Allah akıllarınız ersin diye size ayetlerini böylece açıklar.” (Bakara: 2/241-242)



“Ey iman edenler, tayin edilmiş bir vakte kadar birbirinez borçlandığınız zaman onu yazın. Aranızda bir yazıcıda doğrulukla (onu) yazsın. Katip Allah’ın kendisine örtetiği gibi yazmaktan çekinmesin yazsın. Üzeride hak olan (borçlu) da yazdırsın. (Borcunu ikrar etsin). Rabbı olan Allah’tan korksun. Ondan, (borcundan)  hiçbir şeyi eksik bırakmasın. Eğer üstünde hak bulunan (borçlu), bir beyinsiz  veya bir zayıfolur, yahutta bizzat yazdırmaya (ve ikrara)gücü yetmezse, velisi dosdoğru yazdırsın. (ikrar etsin). Erkeklerinizden ikide şahit yapın. Eğer iki erkek bulunmazsa, o halde razı (ve doğruluğuna emin)olacağınız şahitlerden bir erkekle iki kadın (yeter, bu suretle), kadınlardan biri unutursa öbürünün hatırlatması (kolay) olur. Şahitler, (şehadeti edaya)cağrıldıkları vakit kaçmasın. Az olsun, çok olsun, onu va’desiye beraber yazmaktan üşenmeyin. Bu, Allah yanında adalete daha uygun, şahitlik için daha sağlam, şüpheye düşümemenize de daha yakındır. Meğer ki, aranızda (elden ele) devr edeceğiniz ve peşin yaptığınız bir ticaret olsun. O zaman bunu yazmamanızda size bir vebal yoktur. Alış veriş ettiğiniz vakitte  şahit tutun. Yazana da, şahitlik edenede asla zarar verilmesin. (Bunu) yaparsanız, o, kendinize (dokunacak) bir fısk (ve isyandır.) Allah’tan korkun. Allah size öğretiyor. Allah her şeyi hakkıya bilendir.” (Bakara: 2/282)



“Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, birader kızları, hemşire kızları, sizi emziren (süt) analarınız, süt kız kardeşleriniz, karılarınız anaları, kendileriyle (zifafa) girdiğiniz karılarınızda olup himayelerinizde bulunan üvey kızlarınız (la evlenmeniz) size haram edildi. Eğer onlarla (üvey kızlarınızın analarıyla) zifafa girmemişseniz (onlarla evlenmenizde) size bir beis yoktur. Kendi sulbünüzden (gelmiş) oğullarınızın karıları (ile evlenmeniz) ve iki kız kardeşi birlikte almanız de (keza haram edildi). Ancak (cahiliyet devrinde) geçen geçmiştir. Çünkü Allah, hakiaten yarlığayıcıdır. çok esirgeyicidir. (Harp esiri olarak)sağ ellerinizin malik olduğu kadınlar, (mülk-ü yemininiz olan cariyeler)müstesna olmak üzere diğer bütün kocalı kadınlar (la evlenmeniz) de size haram edildi. Bu haramlıklarüzerinize Allah’ın farzı olarak (yazılmıştır). Onlardan başkası ise namuslu ve zinaya sapmamış (insanlar) halinde (yaşamanız şartıyla) mallarınızla (mihir vermek veya satın almak suretiyle) ara (yıp nikahla) manız için size helal edildi. O halde onlardan hangisi ile faydalandıysanız, ücretlerini takdir edildiği şekilde verin. O mihrin miktarını taktir ettikten sonra aranızda gönül hoşluğu ile uyuştuğunuz şey, (miktar) hakkında üstünüze bir vebal yoktur. Şüphesiz ki Allah hakkiyle silicidir. Mutlak hüküm ve hikmet sahibidir. Sizden kim hür ve müslüman kadınları nikahla alacak bir bolluğa güç yetiştiremezse, o halde, sağ elinizin malik olduğu mümin cariyelerinizden (alsın). Allah sizin imanınızı çok iyi bilendir. Kiminiz kiminizden (hasıl olmuşsunuz)dur. O halde, fuhuşta bulunmayan, gizli dostlarda edinmeyen namuslu kadınlar olmak üzere, onları sahiplerinin izni ile kendinize nikahlayın. Ücretlerini (mihirlerini) de güzellikle onlara verin. Onlar evlendikten sonra bir fuhuş irtikab ettiler mi, o vakit üzerlerine, hür kadınlar üzerindeki cezanın yarısı (verilir). (Cariyeleri almak hususundaki)  bu (müsade) içinizden sıkıntıya düşmekten (zinaya sapmaktan) korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah hakkıyla yargılayıcıdır. Allah size (bilmediklerinizi) açıkça bildirmek, sizi sizden evvelkilerin (İbrahim veİsmail’in) yollarına iletmek, sizin tevbenizi kabul etmek ister. Allah hakkıya bilicidir. Yegane hüküm ve hikmet sahibidir.” (Nisa: 4/23-26)



“Yemin ettğiniz vakit, yemininizin keffareti bu: (on yoksul doyurmak veya giydirmek veya bir köle azad etmek, bunları bulamayanlar için ,üç gün oruç tutmak) dır. İşte bu, yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin keffaretidir... Yeminlerinizi muhafaza edin. allah ayetlerni size böylece açıklıyor, ta ki şükredesiniz.” (Maide: 5/89)



“O, size, kendisine kat’i surette muztar ve muhtaç bulunduklarınız müstesna olmak üzere, neleri haram kıldığını ayrı ayrı bildirmiştir. muhakkak ki birçokları ilmi (ifade edebilecek deliller) ile (hiç bir münasebeti) olmayarak heva (ve heves) leriyle (halkı) her halde saptıracaklardır. Şüphesiz ki Rabbın haddi aşanları en çok bilenin ta kendisidir.” (En’am: 6/119)



“Ey iman edenler, cum’a günü namaz için çağrıldığı (nız) zaman hemen Allah’ı zikr etmeye gidin, alış-verişi bırakın, bu, bilirseniz sizin için çok hayırlıdır.” (Cum’a: 62/9)