1 - Kalp - Allah Bağlantisi.

İnsan kalbi bu beşer üstü manalar topluluğuna yönelince, bu ilahi ma’nalar, kalbi en derin noktalarına varıncaya kadar sarsıp titretecek; ona capacanlı yepyeni, kesintisiz ve muntazam bir hareketlilik kazandıracak ve Allah’la insan kalbi arasında gecesi gündüzü olmayan devamlı bir bağlantı kurulmuş olacaktır. Bu sayede insanın; işleri hisleri veya düşünceleri ile başbaşa kalsada; başkaları ile birlilkte yada kendi başına olsada velhasıl, gizlisindede aşıkarındada ömür boyu Allah’la arasındaki  bu bağlantı hiçbir kesintiye uğramıyacaktır. 



Böylece kalp Allah’a çeşitli bağlarla bağlanacaktır.



İhlas ve içtenlik, takva ve samimiyet bakımından...



Her türlü işin Allah’ın murakabe ve kontrolü altında yapıldığını bilmek bakımından...



Sevgi ve bilgi bakımından... - insanın Allah fikrini kavrayışı oranında...



Allah’ın kudretine güvenmek ve uygun gördüğüne razı olmak bakımından... Kalp Allah’a bağlı kalacaktır.



Korku-sevgi karışımı bir içtenlik ve ihlas; sakınganlık ve atılganlık karışımı bir takva; işte bu iki vasıf, Kur’anla etkilenen, sinirli dokunuşları ile ürperen ve ilahi ma’naları ile hareketlilik ve canlılık kazanan mü’minin belirtisi ve damgasıdır.



“Müminler muhakkak felah bulmuştur. (Korktuklarından emin, umduklarına nail olmuşlardır.)” (Mü’minun: 23/1)



“(Öyle mü’minler) ki onlar namazlarında huşu’a riayetkardırlar.” (Mü’minun: 23/2)



“Allah kelamın en güzelini, (ayetleri birbiriyle) ahenkdar, katmerli, (tıklım tıklım hakikatlerle dolu) bir kitap halinde indirmiştir ki,Rablarına derin saygı göstermekte onların ondan derileri ürperir, sonrada hem derileri hem kalpleri Allah’ın zikrine (yatışıp) yumuşar. işte bu (kitap) Allah’ın (gönderdiği) bir rehberdir ki o, kimi dilerse ona bununla hidayet verir.”



“(Habibim) Sen muti’ ve mütevazi olanları müjdele..”(Hacc: 22/34)



“(Öyle muti’ ve mütevazi olanlarki) Allah anılınca onların kalpleri kork (u ile ayn)ar..” (Hacc: 22/35)



“Ağlayarak çeneleri üstüne (yüzükoyun) kapanıyorlar ve bu, onlara derin kaygısını arttırıyor (Allah’’a olan ilimlerini arttırıyor.)” (İsra: 17/109)



“Kur’an, kainat ve nefsin mucizevi sahnelerinde, Allah’ın kahir ve kadir kudret levhalarında ve hudutsuz ilmi ve muazzam mülkü içerisinde insin kalbi ile birlilkte dolaşınca, kalp iki vazgeçilmez meyve elde edecektir; onlarda, huşu ve takva meyveleridir. İnsan kalbi dört bir yandan yağan bu etkenler önünde donuk; her şeyin teslim bayrağını çektiği üstün kudret ve müthiş güç karşısında göz göre göre hareketsiz ve duygusuz olamaz. Ufağı irisi, cansızı dirisi, cansızı dirisi, birtek kum taneciğine varana kadar Allah’ın sınırsız ilmi ile tekmil kuşatılmış olan, yeşeren bitkisi yetişen ağacı görülmedik ve duyulmadık renk ve kokuları sergileyen çiçeği; ilahi iradenin eseri sayısız yaratıklar ve milyonlarca yıldızlarıyla etrafını saran her şeyde Allah’ın delil ve mucizelerini göre göre, ilgisiz kalamaz... Zira bütün bunlar O’nun emri ile ortada... Neticede yine O’na dönecektir. Bu durum karşısında kalp Allah’ın azameti önünde ürpermeyip, titremeyipde ne yapacaktır?..



İlahi kudretin bunca delillerini tümü ile gördüğü; göklerin ve yerin Allah’ın iradesine bağlı olduğunu hissettiği; göklerde ve yerdeki tekmil varlık ve yaratıkların onun dilemesine boyun eğdiği ve iradesine muti olduğu bildiği halde elbette kalbinin derinliklerinde Allah’a karşı takva duygusunu hissetmekten ve Ona ibadet ve kulluktan kendini alamayacaktır.