Peygamberlerin De İtikatları Birdir:
Tüm bunlardan, dört imamın ve hatta tüm imamlar ve ümmetin fakih selefinin itikatlarının aynı olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü onlar aynı kaynaktan almışlardır ki o kaynak da Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)dir.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in itikadı ise diğer peygamber kardeşlerinin itikatları ile aynıdır. Şeriatleri değişse de tüm peygamberlerin (Tamamına salat ve selam olsun) dinleri birdir. Ebu Hureyreden gelen sahih hadiste Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
Biz peygamberler topluluğunun dini birdir.
Nevevî şöyle dedi: Cumhuru ulema şöyle dedi: Peygamberlerin iman ve şeriat usülleri birdir. Onlar tevhid usulü konusunda müttefik fakat şeriatin teferruatları konusunda muhteliftirler[140]. İbn Hacer de şöyle dedi: Söz, şeri teferruatlar konusunda ihtilaf etseler de, dinlerinin aslı aynıdır anlamındadır[141]
Cenabı Hakk birçok ayeti kerime ile bu hususu açıkça beyan etmiştir:
Senden önce hiçbir resûl göndermedik ki ona: Benden başka İlâh yoktur; şu halde bana kulluk edin diye vahyetmiş olmayalım. (Enbiya, 21/25)
Andolsun ki biz, Allaha kulluk edin ve Tâğuttan sakının diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. (Nahl, 16/36).
Bu nedenle yine şöyle buyurdu:
Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin diye Nuha tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahime, Musaya ve İsaya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu (din), Allaha ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine (peygamber) seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir. (Şura, 42/13)
Allahın, Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)in ümmeti için kıldığı İslam Dini, tüm peygamberlerin dinidir.[142]
Allah nezdinde hak din İslâmdır. (Al-i İmran, 3/19)
Allah (cc) daha önce Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve diğer peygamberlere verdiği dinin aynısını Muhammede (sallallahu aleyhi ve sellem) de vermiştir. Dini ayakta tutun buyruğundan maksat Allahın tevhidi, itaati üzerine olmak, peygamberlerine, kitaplarına ve ahiret gününe ve inanılması gereken diğer hususlara inanmaktır. Şeriatler ise ümmetlerin çıkarları gereği zamanlara göre değişiklik gösterebilir. Tıpkı Hakk Tealanın buyurduğu gibi:
(Ey ümmetler!) Her birinize bir şerîat ve bir yol verdik. (Maide, 5/48).
Pegamberler; itikadi ve genel amel usuller itibariyle aynı din üzeredirler. İtikadi olarak: Allaha, peygamberlerine ve ahiret gününe iman gibi. Ameli olarak ise; Enam, A'raf ve İsrailoğulları surelerinde zikredilen amelleri örnek olarak verebiliriz. Enam suresinin üç ayeti kerimesinde şöyle buyruldu:
De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allahın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allahın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız.
Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allaha verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.
Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allahın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.
Diğer örnekler:
Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine of! bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. (İsra: 17/23. Ve tavsiye devam eden sonraki ayetler.)
Ve ayrıca şu örnekleri de verebiliriz:
De ki: Rabbim adaleti emretti. Her secde ettiğinizde yüzlerinizi Ona çevirin ve dini yalnız Allaha has kılarak Ona yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi (yine Ona) döneceksiniz. (Araf, 7/29).
De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allaha ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır. (Araf, 7/33).
Zikredilen bu hususlar üzerinde tüm peygamberler müttefiklerdir.
Ayrıca Mekkî surelerde genel hatlarıyla tüm peygamberlerin üzerinde müttefik oldukları usulleri ihtiva etmektedir.[143]
İşte tüm peygamberlerin üzerinde müttefik oldukları bu din, İslam Dinidir. Hakk Teala şöyle buyurdu:
Allah nezdinde hak din İslâmdır. (Al-i İmran, 3/19)
Allah, öncekilerden ve sonrakilerden hiç kimseden, bu dinden başka bir din kabul etmez.
Kim, İslâmdan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır. (Al-i İmran, 5/85).
Nuh (aleyhisselam)dan peygamberimiz Muhammed (aleyhisselam)a kadar tüm peygamberler aynı İslam üzeredirler. Cenabı Hakk Nuh ile ilgili olarak şöyle buyurdu:
Onlara Nuhun haberini oku: Hani o kavmine demişti ki: Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) durmam ve Allahın âyetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allaha dayanıp güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin.
Eğer yüz çeviriyorsanız, zaten ben sizden bir ücret istemedim. Benim ecrim Allahtan başkasına ait değildir ve bana müslümanlardan olmam emrolundu. (Yunus, 10/71-72)
İbrahim ile ilgili olarak da şöyle buyurdu:
İbrahimin dininden kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada (elçi) seçtik, şüphesiz o ahirette de iyilerdendir.
Çünkü Rabbi ona: Müslüman ol, demiş, o da: Alemlerin Rabbine boyun eğdim, demişti.
Bunu İbrahim de kendi oğullarına vasiyet etti, Yakub da: Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslâmı) seçti. O halde sadece müslümanlar olarak ölünüz (dedi). (Bakara: 130-132)
Musa ile ilgili olarak da şöyle buyurdu:
Musa dedi ki: Ey kavmim! Eğer Allaha inandıysanız ve Ona teslim olduysanız sadece Ona güvenip dayanın. (Yunus, 10/84).
Ve Mesihin haberi:
Hani havârîlere, Bana ve peygamberime iman edin diye ilham etmiştim. Onlar (da), İman ettik, bizim Allaha teslim olmuş kimseler (müslümanlar) olduğumuza sen de şahit ol demişlerdi. (Maide, 5/111).
Tevratı indirdik. Kendilerini (Allaha) vermiş peygamberler onunla yahudilere hükmederlerdi. (Maide, 5/44).
Belkısın da şöyle dediği bildirildi:
Rabbim! Ben gerçekten kendime yazık etmişim. Süleymanla beraber âlemlerin Rabbi olan Allaha teslim oldum. (Neml, 27/44).
İslam, sadece Allaha teslim olmak demektir. Hem Allaha hem de bir başkasına teslim olan müşriktir. Allaha teslim olmayan Ona ibadet etmekten büyüklenmektedir ki, Ona şirk koşan ve Onun ibadetine karşı büyüklenen kimse kafirdir. Sadece Ona teslim olmak; sadece Ona ibadet etmek ve sadece Ona itaat etmeyi de içine alır.
İşte bu İslam Dinidir ki Allah Ondan başka din kabul etmez. Bu da, her zaman diliminde Allaha, o zaman dilimi içinde emrettiği gibi ibadet etmekle olur. Önce Sahra (Aksa)ya dönerek ibadet etmek emredilmiş iken daha sonra Kabeye yönelerek ibadet etmek emredilmiştir. İşte bu her iki fiili de emredildiği zamanda yapmak İslamın gereğindendir.
Allah (cc), önce gelen peygamberlerin kendinden sonra gelecek peygamberleri müjdelemelerini ve onlara iman etmelerini, sonra gelen peygamberlerin de kendilerinden önceki peygamberleri tasdik edip onlara iman etmelerini dinin bir gereği kılmıştır. Hakk Teala şöyle buyurdu:
Hani Allah, peygamberlerden: Ben size Kitap ve hikmet verdikten sonra nezdinizdekileri tasdik eden bir peygamber geldiğinde ona mutlaka inanıp yardım edeceksiniz diye söz almış, Kabul ettiniz ve bu ahdimi yüklendiniz mi? dediğinde, Kabul ettik cevabını vermişler, bunun üzerine Allah: O halde şahit olun; ben de sizinle birlikte şahitlik edenlerdenim, buyurmuştu. (Al-i İmran, 3/81).
İbn Abbas şöyle dedi: Allah gönderdiği tüm peygamberlerden şayet onlar hayatta iken Muhammed (aleyhisselam) gönderilirse, ona iman ve yardım etmek üzere misak aldı. Aynı misakı O da ümmetinden aldı. Hakk Teala şöyle buyurdu:
Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitabı (Kuranı) gönderdik. Artık aralarında Allahın indirdiği ile hükmet; sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma. (Ey ümmetler!) Her birinize bir şerîat ve bir yol verdik. (Maide, 5/48).
Allah (cc) imanı bir bütün kıldı ve dini parçalamanın küfür olduğunu bildirdi:
Allahı ve peygamberlerini inkâr edenler ve (inanma hususunda) Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip Bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu;
İşte gerçekten kâfirler bunlardır. Ve biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır. (Nisa, 4/150-151).
Ve şöyle buyurdu:
Yoksa siz Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rüsvaylık; kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil değildir. (Bakara, 2/85)
Hakk Teala bize şöyle hitab etti:
Biz, Allaha ve bize indirilene; İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve esbâta indirilene, Musa ve İsaya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere, onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allaha teslim olduk deyin.
Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir. (Bakara, 2/136-137).
Allah (cc) bize tüm peygamberlere iman etmemizi emretti. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)in risaleti kendisine ulaştığı halde kim iman etmez ise, o kimse asla mümin ve müslüman değildir. İstediği kadar aksini iddia etse de.
Kim, İslâmdan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır. (Al-i İmran, 3/85)
Yahudi ve Hristiyanların Bizler müslümanız[144] dedikleri zikredildi. Bunun üzerine Cenabı Hakk şu buyruğunu indirdi:
Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allahın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Bunun üzerine Biz haccetmeyiz dediler. Hakk Teala da şöyle buyurdu: Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnidir. (Al-i İmran, 3/97).
Allahın emri gereği evini haccetmeksizin tam anlamıyla Ona teslimiyet gerçekleşmiş olmaz.
Ki Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İslamın üzerine bina edildiği beş temelden birinin de hacc olduğunu bildirdi.[145]
Allah şu buyruğunu Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Arafatda vakfeye durduğu zaman indirdi.
Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâmı beğendim. (Maide, 5/3)
İnsanlar geçmişteki Musa ve İsa peygamberlerin ümmetlerinin müslüman olup olmadıklarını tartıştılar. Bu yüzeysel bir tartışmadır. Allahın Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)i gönderdiği ve Kuran şeriatını kapsayan özel İslamdır ve bugün İslam denilirken kastedilen de budur. Genel İslam ise, tüm peygamberlerin getirdiklerinin genel ismidir.
Mutlak olarak İslamın temeli Allahtan başka ilah olmadığına şahadet etmektir ki tüm peygamberler bu kelime ile gönderilmişlerdir. Hakk Teala şöyle buyurdu:
Andolsun ki biz, Allaha kulluk edin ve Tâğuttan sakının diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik (Nahl, 16/36)
Senden önce hiçbir resûl göndermedik ki ona: Benden başka İlâh yoktur; şu halde bana kulluk edin diye vahyetmiş olmayalım. (Enbiya, 21/25)
Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin taptıklarınızdan uzağım.
Ben yalnız beni yaratana taparım. Çünkü O, beni doğru yola iletecektir. (Zuhruf, 43/26-27).
İbrahim dedi ki: İyi ama, neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü?
İster siz, ister eski atalarınız
İyi bilin ki onlar benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbi (benim dostumdur) (Şuara, 26/75-76)
İbrahimde ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: Biz sizden ve Allahı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allaha inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir. (Mümtehine, 60/4)
Cenabı Hakk yine Nuh, Hud, Salih ve diğer peygamberlerin şöyle dediklerini zikretti:
Andolsun ki Nuhu elçi olarak kavmine gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim! Allaha kulluk edin, sizin ondan başka tanrınız yoktur. Doğrusu ben, üstünüze gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum.
Ad kavmine de kardeşleri Hûdu (gönderdik). O dedi ki: Ey kavmim! Allaha kulluk edin; sizin Ondan başka tanrınız yoktur. Hâla sakınmayacak mısınız?
Semûd kavmine de kardeşleri Salihi (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allaha kulluk edin; sizin Ondan başka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir. O da, size bir mucize olarak Allahın şu devesidir. Onu bırakın, Allahın arzında yesin, (içsin); ona kötülük etmeyin; sonra sizi elem verici bir azap yakalar.
Medyene de kardeşleri Şuaybı (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allaha kulluk edin, sizin ondan başka tanrınız yoktur. (Araf Suresi).
Ashabı Kehf ile ilgili de şöyle buyruldu:
Biz sana onların başından geçenleri gerçek olarak anlatıyoruz. Hakikaten onlar, Rablerine inanmış gençlerdi. Biz de onların hidayetini arttırdık.
Onların kalplerini metîn kıldık. O yiğitler (o yerin hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, Ondan başkasına tanrı demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.
Şu bizim kavmimiz Allahtan başka tanrılar edindiler. Bari bu tanrılar konusunda açık bir delil getirseler. (Ne mümkün!) Öyle ise Allah hakkında yalan uydurandan daha zalimi var mı? (Kehf Suresi).
Ve şöyle buyurdu:
Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını, (günahları) dilediği kimse için bağışlar. Allaha ortak koşan kimse büyük bir günah (ile) iftira etmiş olur. (Nisa, 4/48).
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in itikadı ise diğer peygamber kardeşlerinin itikatları ile aynıdır. Şeriatleri değişse de tüm peygamberlerin (Tamamına salat ve selam olsun) dinleri birdir. Ebu Hureyreden gelen sahih hadiste Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
Biz peygamberler topluluğunun dini birdir.
Nevevî şöyle dedi: Cumhuru ulema şöyle dedi: Peygamberlerin iman ve şeriat usülleri birdir. Onlar tevhid usulü konusunda müttefik fakat şeriatin teferruatları konusunda muhteliftirler[140]. İbn Hacer de şöyle dedi: Söz, şeri teferruatlar konusunda ihtilaf etseler de, dinlerinin aslı aynıdır anlamındadır[141]
Cenabı Hakk birçok ayeti kerime ile bu hususu açıkça beyan etmiştir:
Senden önce hiçbir resûl göndermedik ki ona: Benden başka İlâh yoktur; şu halde bana kulluk edin diye vahyetmiş olmayalım. (Enbiya, 21/25)
Andolsun ki biz, Allaha kulluk edin ve Tâğuttan sakının diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. (Nahl, 16/36).
Bu nedenle yine şöyle buyurdu:
Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin diye Nuha tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahime, Musaya ve İsaya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu (din), Allaha ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine (peygamber) seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir. (Şura, 42/13)
Allahın, Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)in ümmeti için kıldığı İslam Dini, tüm peygamberlerin dinidir.[142]
Allah nezdinde hak din İslâmdır. (Al-i İmran, 3/19)
Allah (cc) daha önce Nuh, İbrahim, Musa, İsa ve diğer peygamberlere verdiği dinin aynısını Muhammede (sallallahu aleyhi ve sellem) de vermiştir. Dini ayakta tutun buyruğundan maksat Allahın tevhidi, itaati üzerine olmak, peygamberlerine, kitaplarına ve ahiret gününe ve inanılması gereken diğer hususlara inanmaktır. Şeriatler ise ümmetlerin çıkarları gereği zamanlara göre değişiklik gösterebilir. Tıpkı Hakk Tealanın buyurduğu gibi:
(Ey ümmetler!) Her birinize bir şerîat ve bir yol verdik. (Maide, 5/48).
Pegamberler; itikadi ve genel amel usuller itibariyle aynı din üzeredirler. İtikadi olarak: Allaha, peygamberlerine ve ahiret gününe iman gibi. Ameli olarak ise; Enam, A'raf ve İsrailoğulları surelerinde zikredilen amelleri örnek olarak verebiliriz. Enam suresinin üç ayeti kerimesinde şöyle buyruldu:
De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allahın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allahın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız.
Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allaha verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.
Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allahın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.
Diğer örnekler:
Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine of! bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. (İsra: 17/23. Ve tavsiye devam eden sonraki ayetler.)
Ve ayrıca şu örnekleri de verebiliriz:
De ki: Rabbim adaleti emretti. Her secde ettiğinizde yüzlerinizi Ona çevirin ve dini yalnız Allaha has kılarak Ona yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi (yine Ona) döneceksiniz. (Araf, 7/29).
De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allaha ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır. (Araf, 7/33).
Zikredilen bu hususlar üzerinde tüm peygamberler müttefiklerdir.
Ayrıca Mekkî surelerde genel hatlarıyla tüm peygamberlerin üzerinde müttefik oldukları usulleri ihtiva etmektedir.[143]
İşte tüm peygamberlerin üzerinde müttefik oldukları bu din, İslam Dinidir. Hakk Teala şöyle buyurdu:
Allah nezdinde hak din İslâmdır. (Al-i İmran, 3/19)
Allah, öncekilerden ve sonrakilerden hiç kimseden, bu dinden başka bir din kabul etmez.
Kim, İslâmdan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır. (Al-i İmran, 5/85).
Nuh (aleyhisselam)dan peygamberimiz Muhammed (aleyhisselam)a kadar tüm peygamberler aynı İslam üzeredirler. Cenabı Hakk Nuh ile ilgili olarak şöyle buyurdu:
Onlara Nuhun haberini oku: Hani o kavmine demişti ki: Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) durmam ve Allahın âyetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allaha dayanıp güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin.
Eğer yüz çeviriyorsanız, zaten ben sizden bir ücret istemedim. Benim ecrim Allahtan başkasına ait değildir ve bana müslümanlardan olmam emrolundu. (Yunus, 10/71-72)
İbrahim ile ilgili olarak da şöyle buyurdu:
İbrahimin dininden kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada (elçi) seçtik, şüphesiz o ahirette de iyilerdendir.
Çünkü Rabbi ona: Müslüman ol, demiş, o da: Alemlerin Rabbine boyun eğdim, demişti.
Bunu İbrahim de kendi oğullarına vasiyet etti, Yakub da: Oğullarım! Allah sizin için bu dini (İslâmı) seçti. O halde sadece müslümanlar olarak ölünüz (dedi). (Bakara: 130-132)
Musa ile ilgili olarak da şöyle buyurdu:
Musa dedi ki: Ey kavmim! Eğer Allaha inandıysanız ve Ona teslim olduysanız sadece Ona güvenip dayanın. (Yunus, 10/84).
Ve Mesihin haberi:
Hani havârîlere, Bana ve peygamberime iman edin diye ilham etmiştim. Onlar (da), İman ettik, bizim Allaha teslim olmuş kimseler (müslümanlar) olduğumuza sen de şahit ol demişlerdi. (Maide, 5/111).
Tevratı indirdik. Kendilerini (Allaha) vermiş peygamberler onunla yahudilere hükmederlerdi. (Maide, 5/44).
Belkısın da şöyle dediği bildirildi:
Rabbim! Ben gerçekten kendime yazık etmişim. Süleymanla beraber âlemlerin Rabbi olan Allaha teslim oldum. (Neml, 27/44).
İslam, sadece Allaha teslim olmak demektir. Hem Allaha hem de bir başkasına teslim olan müşriktir. Allaha teslim olmayan Ona ibadet etmekten büyüklenmektedir ki, Ona şirk koşan ve Onun ibadetine karşı büyüklenen kimse kafirdir. Sadece Ona teslim olmak; sadece Ona ibadet etmek ve sadece Ona itaat etmeyi de içine alır.
İşte bu İslam Dinidir ki Allah Ondan başka din kabul etmez. Bu da, her zaman diliminde Allaha, o zaman dilimi içinde emrettiği gibi ibadet etmekle olur. Önce Sahra (Aksa)ya dönerek ibadet etmek emredilmiş iken daha sonra Kabeye yönelerek ibadet etmek emredilmiştir. İşte bu her iki fiili de emredildiği zamanda yapmak İslamın gereğindendir.
Allah (cc), önce gelen peygamberlerin kendinden sonra gelecek peygamberleri müjdelemelerini ve onlara iman etmelerini, sonra gelen peygamberlerin de kendilerinden önceki peygamberleri tasdik edip onlara iman etmelerini dinin bir gereği kılmıştır. Hakk Teala şöyle buyurdu:
Hani Allah, peygamberlerden: Ben size Kitap ve hikmet verdikten sonra nezdinizdekileri tasdik eden bir peygamber geldiğinde ona mutlaka inanıp yardım edeceksiniz diye söz almış, Kabul ettiniz ve bu ahdimi yüklendiniz mi? dediğinde, Kabul ettik cevabını vermişler, bunun üzerine Allah: O halde şahit olun; ben de sizinle birlikte şahitlik edenlerdenim, buyurmuştu. (Al-i İmran, 3/81).
İbn Abbas şöyle dedi: Allah gönderdiği tüm peygamberlerden şayet onlar hayatta iken Muhammed (aleyhisselam) gönderilirse, ona iman ve yardım etmek üzere misak aldı. Aynı misakı O da ümmetinden aldı. Hakk Teala şöyle buyurdu:
Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitabı (Kuranı) gönderdik. Artık aralarında Allahın indirdiği ile hükmet; sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma. (Ey ümmetler!) Her birinize bir şerîat ve bir yol verdik. (Maide, 5/48).
Allah (cc) imanı bir bütün kıldı ve dini parçalamanın küfür olduğunu bildirdi:
Allahı ve peygamberlerini inkâr edenler ve (inanma hususunda) Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırmak isteyip Bir kısmına iman ederiz ama bir kısmına inanmayız diyenler ve bunlar (iman ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu;
İşte gerçekten kâfirler bunlardır. Ve biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır. (Nisa, 4/150-151).
Ve şöyle buyurdu:
Yoksa siz Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rüsvaylık; kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil değildir. (Bakara, 2/85)
Hakk Teala bize şöyle hitab etti:
Biz, Allaha ve bize indirilene; İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve esbâta indirilene, Musa ve İsaya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere, onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allaha teslim olduk deyin.
Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir. (Bakara, 2/136-137).
Allah (cc) bize tüm peygamberlere iman etmemizi emretti. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)in risaleti kendisine ulaştığı halde kim iman etmez ise, o kimse asla mümin ve müslüman değildir. İstediği kadar aksini iddia etse de.
Kim, İslâmdan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır. (Al-i İmran, 3/85)
Yahudi ve Hristiyanların Bizler müslümanız[144] dedikleri zikredildi. Bunun üzerine Cenabı Hakk şu buyruğunu indirdi:
Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allahın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Bunun üzerine Biz haccetmeyiz dediler. Hakk Teala da şöyle buyurdu: Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnidir. (Al-i İmran, 3/97).
Allahın emri gereği evini haccetmeksizin tam anlamıyla Ona teslimiyet gerçekleşmiş olmaz.
Ki Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İslamın üzerine bina edildiği beş temelden birinin de hacc olduğunu bildirdi.[145]
Allah şu buyruğunu Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Arafatda vakfeye durduğu zaman indirdi.
Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâmı beğendim. (Maide, 5/3)
İnsanlar geçmişteki Musa ve İsa peygamberlerin ümmetlerinin müslüman olup olmadıklarını tartıştılar. Bu yüzeysel bir tartışmadır. Allahın Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)i gönderdiği ve Kuran şeriatını kapsayan özel İslamdır ve bugün İslam denilirken kastedilen de budur. Genel İslam ise, tüm peygamberlerin getirdiklerinin genel ismidir.
Mutlak olarak İslamın temeli Allahtan başka ilah olmadığına şahadet etmektir ki tüm peygamberler bu kelime ile gönderilmişlerdir. Hakk Teala şöyle buyurdu:
Andolsun ki biz, Allaha kulluk edin ve Tâğuttan sakının diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik (Nahl, 16/36)
Senden önce hiçbir resûl göndermedik ki ona: Benden başka İlâh yoktur; şu halde bana kulluk edin diye vahyetmiş olmayalım. (Enbiya, 21/25)
Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin taptıklarınızdan uzağım.
Ben yalnız beni yaratana taparım. Çünkü O, beni doğru yola iletecektir. (Zuhruf, 43/26-27).
İbrahim dedi ki: İyi ama, neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü?
İster siz, ister eski atalarınız
İyi bilin ki onlar benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbi (benim dostumdur) (Şuara, 26/75-76)
İbrahimde ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: Biz sizden ve Allahı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allaha inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir. (Mümtehine, 60/4)
Cenabı Hakk yine Nuh, Hud, Salih ve diğer peygamberlerin şöyle dediklerini zikretti:
Andolsun ki Nuhu elçi olarak kavmine gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim! Allaha kulluk edin, sizin ondan başka tanrınız yoktur. Doğrusu ben, üstünüze gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum.
Ad kavmine de kardeşleri Hûdu (gönderdik). O dedi ki: Ey kavmim! Allaha kulluk edin; sizin Ondan başka tanrınız yoktur. Hâla sakınmayacak mısınız?
Semûd kavmine de kardeşleri Salihi (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allaha kulluk edin; sizin Ondan başka tanrınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil gelmiştir. O da, size bir mucize olarak Allahın şu devesidir. Onu bırakın, Allahın arzında yesin, (içsin); ona kötülük etmeyin; sonra sizi elem verici bir azap yakalar.
Medyene de kardeşleri Şuaybı (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allaha kulluk edin, sizin ondan başka tanrınız yoktur. (Araf Suresi).
Ashabı Kehf ile ilgili de şöyle buyruldu:
Biz sana onların başından geçenleri gerçek olarak anlatıyoruz. Hakikaten onlar, Rablerine inanmış gençlerdi. Biz de onların hidayetini arttırdık.
Onların kalplerini metîn kıldık. O yiğitler (o yerin hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, Ondan başkasına tanrı demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.
Şu bizim kavmimiz Allahtan başka tanrılar edindiler. Bari bu tanrılar konusunda açık bir delil getirseler. (Ne mümkün!) Öyle ise Allah hakkında yalan uydurandan daha zalimi var mı? (Kehf Suresi).
Ve şöyle buyurdu:
Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını, (günahları) dilediği kimse için bağışlar. Allaha ortak koşan kimse büyük bir günah (ile) iftira etmiş olur. (Nisa, 4/48).
D harfi
- 4- Dârü'l Eman:
- C) İman Hakkındaki Görüşleri:
- DÂBBETÜ'L-ARZ
- ğ) Dua Ederken Dikkat Edilecek Kurallar:
- İmam Ebu Cafer Ahmed İbn Muhammed b. Selame et-Tahavi'nin İtikadı:
- İmam Şafii
- Kaynaklar
- Kur'ân-ı Kerim'de Dünya Hayatı
- ü) Duada Tevessül:
- Ümmetin hakkında en çok korktuğum (şey) saptırıcı imamlardır (önderlerdir).
- D) Sahabe Hakkındaki Görüşleri:
- DÂÎ
- Dalâlete Düşme Sebepleri:
- Dâr Tanımlarına Yeniden Bakmak:
- DÖRT İMAMIN İTİKATLARI AYNIDIR
- h) Dua Âdâbı:
- Hadis-i Şeriflerde Dünya Hayatı
- İmam Ahmed (H.164-241)
- İmam'ı Malik'in İtikadından Bazı Cümleler:
- v) Duanın İstismar Edilmesi:
- Bu hatadan kurtulmanın yolu Kur'an'a ve yine O'nun istediği gibi topyekûn sarılmaktan geçer.
- DALÂLET
- DOSTLUK
- E) Kelamdan Ve Dinde Tartışmadan Sakındırması:
- HUTBE-İ HÂCE
- ı) Kuran'da Allah'ın Bildirdiği Dualar:
- İmamı Şafii'nin İtikadı:
- İmamların İtikat Birliği
- Kaç Çeşit Dünya Vardır?
- y) Duada Neler İstemeliyiz?