DÂLL
Doğru yoldan ayrılan, yolunu şaşıran, sapıtan kimse.
Dalâlet, hidâyetin zıddıdır. Doğru yoldan kasten veya unutarak, az veya çok ayrılmaya dalâlet denir. Dalâlet bazen gafletten meydana gelir. Bunu şaşkınlık takip eder. Neticede insan yolunu kaybeder. Bu bakımdan; gaflet, hayret, helâk ve kaybolma manalarına da gelir. Aslında dalâlet; görülen ve maddi olan yoldan sapmaktır. Daha sonra din ve akıl konusunda sapmak manasında kullanılmıştır. Biz, dalâlet deyince daha ziyade dinde sapıklığı kastetmiş oluyoruz. (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, I, 35)
Kelâm ilminde "fırak-ı dâlle" yani sapık fırkalar denince îtikâdî yönden sapma gösteren mezhepler kastedilmiş olur. Meydana gelen ufak bir hata ve uyarılmaya da dalâlet dendiği için Kur'ân-ı Kerim'de bu vasıf peygamberlere de nisbet edilmiştir. Meselâ: (Yusûf,12/8, 95) âyetinde peygamberlere nisbet edilen dalâletle, başkalarına nisbet edilen dalâlet arasında çok büyük fark vardır. (Râgıp, Müfredat, 298-299) Fatiha sûresinin son âyetinde geçen dâllîn (sapıklar)'den maksat, hristiyanlardır. Çünkü onlar Allah'ın kulu ve peygamberi ölen Hz. İsa için "Allah'ın oğlu" demişler, ayrıca bir olan Allah'ı hâşâ üçe çıkararak, doğru yoldan sapmışlardır.
Ali Rıza TEMEL
Dalâlet, hidâyetin zıddıdır. Doğru yoldan kasten veya unutarak, az veya çok ayrılmaya dalâlet denir. Dalâlet bazen gafletten meydana gelir. Bunu şaşkınlık takip eder. Neticede insan yolunu kaybeder. Bu bakımdan; gaflet, hayret, helâk ve kaybolma manalarına da gelir. Aslında dalâlet; görülen ve maddi olan yoldan sapmaktır. Daha sonra din ve akıl konusunda sapmak manasında kullanılmıştır. Biz, dalâlet deyince daha ziyade dinde sapıklığı kastetmiş oluyoruz. (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, I, 35)
Kelâm ilminde "fırak-ı dâlle" yani sapık fırkalar denince îtikâdî yönden sapma gösteren mezhepler kastedilmiş olur. Meydana gelen ufak bir hata ve uyarılmaya da dalâlet dendiği için Kur'ân-ı Kerim'de bu vasıf peygamberlere de nisbet edilmiştir. Meselâ: (Yusûf,12/8, 95) âyetinde peygamberlere nisbet edilen dalâletle, başkalarına nisbet edilen dalâlet arasında çok büyük fark vardır. (Râgıp, Müfredat, 298-299) Fatiha sûresinin son âyetinde geçen dâllîn (sapıklar)'den maksat, hristiyanlardır. Çünkü onlar Allah'ın kulu ve peygamberi ölen Hz. İsa için "Allah'ın oğlu" demişler, ayrıca bir olan Allah'ı hâşâ üçe çıkararak, doğru yoldan sapmışlardır.
Ali Rıza TEMEL
D harfi
- 4- Dârü'l Eman:
- C) İman Hakkındaki Görüşleri:
- DÂBBETÜ'L-ARZ
- ğ) Dua Ederken Dikkat Edilecek Kurallar:
- İmam Ebu Cafer Ahmed İbn Muhammed b. Selame et-Tahavi'nin İtikadı:
- İmam Şafii
- Kaynaklar
- Kur'ân-ı Kerim'de Dünya Hayatı
- ü) Duada Tevessül:
- Ümmetin hakkında en çok korktuğum (şey) saptırıcı imamlardır (önderlerdir).
- D) Sahabe Hakkındaki Görüşleri:
- DÂÎ
- Dalâlete Düşme Sebepleri:
- Dâr Tanımlarına Yeniden Bakmak:
- DÖRT İMAMIN İTİKATLARI AYNIDIR
- h) Dua Âdâbı:
- Hadis-i Şeriflerde Dünya Hayatı
- İmam Ahmed (H.164-241)
- İmam'ı Malik'in İtikadından Bazı Cümleler:
- v) Duanın İstismar Edilmesi:
- Bu hatadan kurtulmanın yolu Kur'an'a ve yine O'nun istediği gibi topyekûn sarılmaktan geçer.
- DALÂLET
- DOSTLUK
- E) Kelamdan Ve Dinde Tartışmadan Sakındırması:
- HUTBE-İ HÂCE
- ı) Kuran'da Allah'ın Bildirdiği Dualar:
- İmamı Şafii'nin İtikadı:
- İmamların İtikat Birliği
- Kaç Çeşit Dünya Vardır?
- y) Duada Neler İstemeliyiz?